İnsanoğlu kendisinin yaşaması için gözünü kırpmadan her şeyi yapabilen bir yaratık. Tabii ki ilk çağdaki insanların “yaşamak için öldür” felsefesi buna en büyük altyapıdır. Taş devrinde yaşayan insanlar kendilerini savunmak için çeşitli icatlar çıkarmışlar. Ancak o çağlarda tamamen vahşi doğa, saldırgan hayvanlar, hatta filmlere konu olan dev dinazorlar falan bunları gerekli kılmış. Bu kural aradan milyon yıllar geçmesine rağmen hiç değişmemiş. Günümüzde dünyanın en güçlüsü ve süper gücü olarak bilinen Amerika, bu kuralı hata hiç aksatmadan uygulayan ülkelerin başında geliyor. Bugün için İsrail daha beterini yapıyor deseniz de arkasındaki o büyük gücün isteği ve desteğiyle bunu yaptığını tekrar etmemiz yeterli olur sanırım. Neyse, yıl 2024 nihayet bizler de başladık böyle uygulamalara, hem de hayvanlardan, hem de en yakın can dostumuz köpeklerden. Bizleri koruması için evin önüne bağlayıp bir lokma ekmekle adeta bekçilik yaptırdığımız köpeklerin soyunu tüketmek için harekete geçtik. Ve bu işi de “yasal” olarak yapmak için, yarın bunu onaylayanları suçlamamamız için meclisten bile geçirdik. Meclisteki oylamada 593 milletvekilinin 498’i katıldı. Yasa teklifine 273 milletvekili kabul, 224 milletvekili ret oyu verdi. Ülke nüfusunun büyük çoğunluğuna göre yanlış olan bu yasaya evet oyu verenlerin ve oylamaya katılmayanların büyük vebali olduğu belirtiliyor. Sahipsiz sokak köpeklerinin toplanarak kısırlaştırılması, barınaklarda yaşam hakkı verilmesi yerine “uyutulma” adı altında katledilmelerinin elbet bir obalı-vebali olacaktır, değil mi? Oylamada “evet” oyu veren ve kendilerine gelen emir doğrultusunda kayıtsız şartsız el kaldıran ve böylesine önemli bir oylamaya katılmayarak aklısıra sorumluluğu üstlenmeyenler düşünsünler bunu!... Her şeyden önemlisi geçen haftalarda gündem olan SGK borcunda olduğu gibi bu yasada da top çoğunluğu muhalefette olan belediyelere atılmıştır. Yani zaten ekonomik sıkıntılarda olan belediyelere barınak yapma, hayvanlara besleme, hastalıklarını iyileştirme, bakım vs. gibi bir külfet yüklenmiştir. Sonrasında iyi uyut, “öld*r geç!”... Şahsen benim açımdan çok yanlış!... Hayvanları korumaya ve rehabilite etmeye yönelik olduğu iddia edilen, Hayvanları Koruma Kanunu'nda 17 maddelik yeni yasa neler getiriyor. - Yerel yönetimlerce yapılacak ötanazi hükmü metinden çıkarıldı. Verilen önergeyle saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılacağına ilişkin hüküm teklif metninden çıkarıldı. - Ötanaziye belediyeler değil veteriner hekimler karar verecek. İnsan sağlığı için risk oluşturan durumlarda, davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda, veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilebilecek. - Belediyeler tedbir almakta yetkili olacak. Hayvanlara yapılacak müdahalenin sadece tıbbi gerekçelerle değil Kanunda yer alan diğer istisnai durumlarda da yapılabilmesine imkan sağlanacak. - Sahipli ve sahipsiz hayvan farkı net bir şekilde tanımlanıyor. Kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi gerekiyor. - Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2025'e kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak. - Sahipsiz hayvanların toplanması, hayvan bakımevlerine götürülmesi ve bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevi bünyesinde bakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasının ve yerel yönetimlerin görev ve sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getirmelerinin sağlanması amaçlanacak. - Uygulamada tereddüde mahal verilmemesi amacıyla ve Kanun'daki "yakala-kısırlaştır-sal" metodunun kaldırılması nedeniyle hayvan bakımevi tanımında uyum değişikliği yapılıyor.  - Evcil hayvana zarar verme dönemi bitti. Hayvanları korumaya yönelik hükümlere aykırı hareket eden veya sahiplendiği hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasak olacak ve hayvanlarına el konulacak.  - Hayvan sağlığı için mali destek verilecek. Hayvanlar için ayrılan ödenek başka bir yerde kullanılmayacak. Bütçe gelirlerinin binde 5'i oranında kaynak ayıracak. - Hayvan sahiplenmeye teşvik. Hiçbir maddi kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insani ve vicdani sorumluluklarla, sahipsiz hayvanları sahiplenmek teşvik edilecek. - Sokak hayvanları konusunda yetkili olan belediyelerin, bütçe ayırmaması veya yeterli çalışma yapmaması durumunda 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası gelecek. Sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk eden veya bakımevinde barındırılan hayvanı bakımevi dışında bir yere bırakanlara ise hayvan başına 50 bin lira idari para cezası verilecek. Açıklanan yasa maddelerinde ötenazi, iğneyle uyutulma gibi kelimelere rastlanmıyor. Ama yasanın hazırlanışı sırasında tartışmalar yaratan hayvanların öldürürülmesine yönelik uygulama nasıl denetlenecek, doğrusu büyük merak konusu...