Bu pazar yeğenim Umut Görkem DEMİR büyük ailemizi KARŞIYAKA’da buluşturdu. Üniversiteyi bitirdikten sonra içindeki büyük TİYATRO aşkını Ankara Perde Sanat Tiyatrosu’nda gerçekleştirmeye çalıştı. Ve büyük bir başarı sembolü olarak da oynadığı oyunlar ile sadece Ankara’da değil yurdumuzun bir çok şehrinde sahneye koyarak sanat yaşamına devam etmektedir. Bir hobi olarak başladığı bu yolda üst basamakları zorlamaya devam ediyor. Bu pazar da PST olarak oynadıkları “BU DA GEÇER YAHU” isimli oyunlarıyla ful dolu salonda tüm izleyenlerin ayakta alkışını almayı ekip olarak hak ettiler. Bizler de GURURLA yeğeni canlı canlı izleme fırsatı bulduk. Sevindik, duygulandık, gururlandık. Konusunu Kurtuluş Savaşı’ndan alan eser baştan sona izleyenlerin alkışlarıyla zirve yaptı. Hem milli duygular, hem komedi, hem de TİYATRO!... Bizler de uzun süredir fırsat bulamadığımız TİYATRO izleme isteğimizi gerçekleştirmiş olduk. Okul yıllarımda her yıl oynadığımız bize göre ismi “müsamere” olan çalışmalarımız aklıma geliverdi. Kendi adımıza BANAZ gençliği olarak 70'li yıllarda oynadığımız ve büyük ilgiyile izlenen “Hababam Sınıfı” oyunu aklımıza geldi. Oyunda oynayacak bayan oyuncu bulamadığımızdan (o günlerde) bir arkadaşımızı bayan kıyafeti ile sahneye almıştık. Tiyatro; toplumun yaşam aynası gibidir. Ama gel gör ki günümüzde yaşanan gerek ekonomik sıkıntılar ve gerekse halkın bu oyunlara gereği kadar ilgi duymaması oynayanları ve izleyenleri pek fazla buluşturamamaktadır. Karşıyaka Ragıp Haykır Salonu’nu ful dolu görünce içimde büyük sevinç yaşadım. Demek ki dedim TİYATRO daha ölmemiş. Bir çok büyük ilde konser salonlarına dönüşen yapıların hala tiyatro oynanır olmasına inanın çok sevindim. Tiyatro bir toplumun KÜLTÜR seviyesin gösterir. Ne kadar çok sahne olursa ve ne kadar çok izleyen olursa toplular da o kadar kültürlü ve bilinçli olur. İşte bizim de kaderimiz önce okumamak sonra ekonomik sıkıntılar. Her şeye aşırı para harcamış olsak da tiyatroya gelince cimriliğimiz her zaman önde gelmektedir. Ankara Perde Sanat Tiyatrosu ekibi aslında esas meslekleri başka başak olan ve yüreklerindeki TİYATRO aşkını canlı tutmaya çalışan gençlerden oluşmuş. İş saatleri haricinde zamanlarını bu işe gönül vererek sürdürenlerdir. Başta yeğen UMUT GÖRKEM DEMİR olmak üzere tüm oyuncuları yürekten kutluyor ve daha başka oyunlarda yine izleyebilmek adına başarılarının devamını diliyorum. Çok yaşayasınız gençler!..   *     *     *     *   Ve geldik yine futbola. Geçen hafta ve bu pazar Türkiye Süper Ligi ilginçliklere sahne oldu. Sezon başından bu yana olmadık olaylara şahit olduğumuz lig nihayet sonlandı. Ve GALATASARAY Türkiye şampiyonu oldu. Aralarında 100 yılı aşan tatlı bir rekabetin olduğu iki güzide kulübümüz, bu yıl dozajını aşan demeçlerle ortamı biraz gerdiler. Şunu en baştan belirmeliyim ki dört büyükler diye adlarını andığımız bu takımlar aslında biri olmazsa diğerinin varlığı hissedilmez gibidir. Bunların hepsinin varlığı hem toplumu ayakta tutmaya ve de Türk sporunun lokomotifi olmaya devam etmelidirler. Biri diğerine tercih edilemez. Bir ara ligden çekilmeyi bile göze alan takım olmasına rağmen üzerinde taşıdıkları sorumluluklar gereği bunun gerçekleştiremezler. Sonuçta GALATASARAY şampiyon olmuştur. Tüm sporseverlerin sonuca itiraz etmeden bu başarıyı kutlamaları gerekmektedir. Bakınız Türkiye Kupası finalinde maçı kaybeden Trabzonlu oyuncular bile Şampiyon olan BEŞİKTAŞ’lı oyuncuları kutlamışlardır. Spor dostluk ve kardeşliktir. Bunu unutmamak gerek. Tabi ligler sonlandı ve son dakikaya kadar küme düşecek takımlar da büyük heyecan yaşadılar. Kaderleri kendi maçına değil de başka maçlara bağlı olanlardan kimileri kurtuldu, kimileri son dakikadaki gollerle küme düştüler. Her yıl genellikle aynı senaryolar yaşanır, suçlamalar yapılır ama netice de ligler biter ve yeni sezon yeni heyecanlarla sürer gider. Tüm liglerdeki şampiyonları kutlarız. Düşenlere de Allah kolaylıklar versin. Bu iş ne çare ki böyle her zaman bir takım birinci olacak ve birkaç takım statüye göre düşecek. Düşenlerden biri de bizim UŞAKSPORMUZ. Kötü yönetimler sonucunda bulunduğu ligden bir alt lige düştü. Elbette bu ilk düşüşü değil ama bu kez hata büyüktü. Umarım yeni sezona UŞAKLILARIN yönetimde olacağı bir RUHLA başlar ve yeniden üst liglerde olmayı gerçekleştirirler. Takımız bu hale getirenler yasa önünde hesap vermeseler de bir gün hesap sorulur durum da kalırlar. Haziran ayı milli takımımız için sınav ayı olacak. Almanya da yapılacak şampiyonada boy gösterecekler. Kendimizi evimizde gibi hissedeceğiz diyerek şampiyonaya moralli başlayan takımımızın arzu edilen derecelere ulaşmasını gönülden isterim. Başarılar hepimiz gururlandıracaktır.