Ülkemizde yılın belirli günleri, çeşitli haftalar ve günler olarak kutlanır. Yerli Malı, İlköğretim Haftası, Gaziler Günü gibi. Medyadaki haberlerde 1-7 Mart tarihinin “Yeşilay Haftası” olduğu belirtiliyordu. Ancak yaptığımız araştırma-larda 1-7 Mart tarihlerinin aynı zamanda “Deprem Haftası” olarak kutlandığı, ayrıca aynı tarihlerin “Girişimcilik Haftası”, 3 Mart’ın “Dünya Yaban Hayatı Günü”, 4 Mart’ın “Dünya Obozite Günü” olduğu ortaya çıktı.
İlk bakışta toplumun zararlı maddelerden uzak tutulması, bunların zararlarının anlatılması açısından Yeşilay Haftası’nın çok önemli olduğu görülür. Ancak bütün önemli günler, toplumun dikkatine ona yönlendirerek tedbir alınması, olumsuzlukların giderilmesi amaçlanır.
Tabii ki gelecek nesillerin bütün zararlı alışkanlık-lardan, kötü olaylardan uzak bulunması, güzel davranışlara ve yaşam biçimine yönlendirilmesi açısından bilinçlendiril-mesi gerekir.
Deprem de ülkemizin en önemli gerçeklerinden birisidir. Yani ne zaman, nereden geldiği bilinmeyen büyük bir felaketin ismidir. Bu sebeple iki önemli haftanın neden aynı tarihe denk getirildiği de ayrı bir muamma gibidir.
Toplumumuzda deprem bilincinin oluşturulması ve depremlere karşı daima hazırlıklı olunması amacıyla ülkemizde her yıl 1-7 Mart tarihleri ''Deprem Haftası'' olarak anılmak-tadır. Deprem riskinin yüksek olduğu ülkemizde deprem bilincinin oluşması son derece önemlidir. Depremin bir doğa olayı olduğu unutulmamalıdır.
Bizler deprem gerçeğiyle koyun koyuna yaşıyoruz. Özellikle 1. derecede deprem bölgesinde olmamız, eski tarihlerden beri çok depremler yaşamamız ayrıca da çok canları bu doğal felakete kurban vermemiz bunun önemini daha da artırıyor.
Deprem denilince yakın geçmişte, 1999 yılında yaşadığımız Gölcük Depremi gerçeğini görüyoruz. 17 Ağustos 1999 ülkemizin depremde bir dönüm noktasıdır. Zira yetersiz de olsa deprem konusunda bazı katı önlemlerin alındığı, depreme karşı malzeme ve inşaat sağlamlığının artırıldığı, yapı denetimlerinin önemsendiği bir döneme geçişin miladı olmuştur bu tarih.
Geçen senenin 6 Şubat tarihi ise ülkemiz açısından gerçekten çok önemli bir tarihtir. 11 ili doğrudan etkileyen, Maraş’ı oldukça büyük derecede tahrip eden, Hatay’ı adeta yerle bir eden depremde tam 53 bin 537 kişi yaşamını kaybetti. Bu depremde 107 bin 213 kişi de yaralandı. Tarihimizin en büyük depremi olarak kayıtlara geçen deprem, “Asrın Felaketi” olarak kayıtlara geçti.
İşte bu sebepledir ki ülkemizde Deprem Haftası’nın 6 Şubat olarak kutlanması daha anlamlı olacaktır. 1-7 Mart tarihinin neden tercih edildiğini bilmiyorum ama bu işi organize edenlerin “Deprem Haftası” tarihini yeniden gözden geçirmelerini salık veririm.
Diğer taraftan bu haftada, günlerde depremlerle ilgili, sağlam yapı, kaliteli malzeme, depreme dayanıklılık konularının ve bu konuda yapılabileceklerin çok daha ciddi şekilde ele alınıp yasal düzenlemelerin de buna göre yapılması gerekmektedir.
Bu konularda yukarıda da belirttiğim gibi “Yeşilay Haftası” ile “Deprem Haftası” konuları tarihsel olarak ayrılmalı, birbirini gölgeleyen bu iki haftanın da daha çok önemsenmesi gerekmektedir.
Her yıl 1-7 Mart tarihleri arasında Yeşilay Haftası, toplumun bağımlılık konusunda bilinç ve farkındalık düzeyini artırılmalıdır. Gelecek neslimizin henüz çocuk yaşlarda sigarayla, uyuşturucuyla zehirlenmesini engelleyecek somut adımlar atmamız lazımdır.
Özellikle uyuşturucu ve kötü alışkanlıklar konusunda her şeyden ve herkesten önce ailelerin çocuklarına sahip çıkmaları, sigara, uyuşturucu, içki, kumar gibi bütün olumsuzluklara karşı çok uyanık olmaları gerekmektedir.
Yine belirttiğim gibi kötü alışkanlıklardan kurtardı-ğımız insanlarımızı, gençlerimizi bu kez de depreme kurban vermemiz kabul edilebilir bir sonuç değildir.