Seçimler insanların ve yaşadıkları yerin, ilçenin, köyün, şehirlerin kaderlerini belirler. Onları iyiliklere, geri kalmışlığa ya da yerinde saymaya götürür. İşte bizimkisi sonuncu kelimenin hikayesi!...
Bu seçimleri neden akıllıca, mantıklı şekilde ve gerçekten işi yapabilecek adaylardan seçemiyoruz. Neden gelmez ki şu Banaz’a sırtımızda hacca götüreceğimiz bir belediye başkanı? Neden seçmeyiz ki; vizyonu, misyonu, ufku ileriyi gören bir insanı. Neden istemeyiz ki şu bahtsız Banaz’ı yıllar yılı kasaba görünümünden kurtaracak birisini?
Nedennn?
Halimizden memnun muyuz da omzumuzu silkip kenara geliyoruz. Yoksa oraya gelenlerden bir şeyler otlanıyorlar da ondan mahrum kalırız diye mi korkuyoruz iyi birini seçmeyi! Yoksa yeşil alanda arsamız var da onu değerlendirecek birini mi bekliyoruz.
Biri geliyor kesesini dolduruyor göbeğini okşuyor, birisi midesinin keyfine bakıyor, evinde bulamadıklarını yemek, yutmak için. Birisi geliyor partisini ve çevresindekileri ihya etmek için. Diğeri güç zehirlenmesine kapılmış dünyayı gözü görmüyor.
Almış yanına üç-beş kişiyi 16 binlik vatandaşın yaşadığı ilçeyi yok sayarak dilediğince at koşturuyor.
Olur mu ya hiç böyle bir mantık, olur mu böyle bir yanlış seçim. Neden seçmiyorsunuz kardeşim en iyi hizmeti yapacak kişiyi?
Menfaatler ön planda yer alır. Kimi başkasının işyeriyle uğraşır, kimi para derdinde. Kimisi yeşil alanı ranta nasıl çeviririm kaygısında. Kimileri ilçeye gelecek, geliştirecek yatırımlara hayır der, başkaları benden büyük kimse olmasın, olursa benim adım silinir der. Peki kim yapacak şu memleketi büyütecek işleri?
Yazacak çok şey var da şu ufacık ilçenin günah keçisi olmaktan yıldık. Bıktık, usandık vallahi. Ama yukarıya tükürsek bıyık, aşayıya tükürsen sakal misali yazsak da suç, yazmasak da...
Şu güzelim memlekette yapılacak ne güzel işler var. Temiz havasını, verimli ovasını, eşsiz tarlasını değerlendirecek, tarımı, hayvancılığı, sanayiyi büyütecek bir babayiğit bulamadık gitti. Kimisi gırmızı mercedes hevesine düştü, kimisi açılacak yolları kapattı. Bir başkası yeşil alan yaptığı arsaları eşe dosta peşkeş çekmeyi tercih etti. Bazıları alicengiz ile işbirliği yaparak üç kuruşluk haram ve çürük paraya tamah etti, kul hakkına, devlet malına bodoslama girdi.
Haaa!.. Bir de kendi yapacağı işler için, götüreceği cukkalar için gözünü tavuk karası gibi karartanlar oldu. Kim ne derse desin dinlemeyen, halkın sesine kulak vermeyen, vatandaşı hiç umursamayan. Ama nedense dillere pelesenk olmuş, “Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz. Sultan Süleyman’a kalmadı böyle, hiç bir kitap yazmaz” sözlerine kulak vermeyenler de az değillerdi.
Tamam, onlar gelip geçiyorlar. Sen hancısın onlar yolcu... da Neden SEÇEMİYORSUNUZ düzgün işler yapacak kişileri?
Kişisel hırsları olmayan, bir menfaati için makamlara gelmek amacıyla önüne bakmadan yürüyen, helal süt emmiş kimse yok mu bu memlekette. Hiç mi aday çıkmıyor düzgün hizmet yapacak birileri. Bırak siyaseti, Bırak partiyi, menfaati. Aç gözlüğü bırak da yükselmek için buraları kullanmayacak, adam gibi hizmet edecek birilerini seç. Bırak kibiri, kini. Bırak ihtiraslarını. Şu güzelim memlekete adam gibi görev yapacak birini tercih et. İlçe olduğundan beri kaderinin değiştirilmesini bekleyen Banaza hakkını ver artık. Obalına vebaline girme 16 bin kişinin. Uğraş, seç ama iyisini!...