Bu küçücük dünyada sekiz milyardan fazla insanın yaşıyor. Ona karşılık bilmem kaç milyar hatta trilyonları bulan canlı var. Bunlara kısaca hayvan deyip işin içinden çıkıveriyoruz. Oysa onlar da birer canlı ve konuşmaz duymaz olsalar bile bizi anlayan ve hisleriyle bize anlatanlar. Evcil olanlar her an yanımızda diğerleri ise tabiatta yer alan bu varlıkların da en az bizler kadar yaşama hakları var. Bizler gibi akli melekleri olmasa da hepsi bizim için değerli ve önemli.
Yaşamımda yer etmiş bu varlıklarla ilgili sizlere birkaç önemli olaydan söz etmek isterim. Ki bu yazımızın özü de son günlerde bu varlıklara yapılan insanlık dışı tutum ve davranışlardır. Konuyu buraya getirmişken öncelikle bu hareketlerde bulunanları kınıyorum. Onların toplum içinden tecrit edilmesini istiyorum. Evcilleşmemiş bu varlıkları evcilleşmeye davet ediyorum.
Yıllar öncesiydi..
İzmir’de ikamet eden dayımın yanına İmroz’a her gidiş gelişimde uğrayıp soluklanıyorum. Bir keresinde sevimli bir köpek ile tanıştım. Dayım Hollandalı bir turistten Linda isimli bir köpek almış. O kadar sevimli ki anlatamam. Linda doğum yapmış 3 eniği var. Olmaz ama dedim ve bir anda söyleyiverdim. Dayı bu eniklerden birini alsam ne dersin dedim.. Götür dedi. Küçük bir sepete yerleştirip Banaz’a getirdim. Bizimkiler önce yadırgadılar ama enik büyüyüp canlandıkça sevdiler. Çevreden de sevgi sesleri gelmeye başlamıştı. Ama çok geçmeden eniğimiz bir araç altında kalıp öldü. Ertesi yıl yine dayıma uğradığımda yine 3 yavru vardı. Olanları anlattım ve bir enik daha alıp Banaz’a getirdim. Ne var ki o güzel eniğimiz de çalındı. Üçüncü kez söylemeye dilim varmadı ama bir pundunu bulup dayı bir yavru daha dedim. Olmaz dedi bu kez anasıyla birlikte götür. Tamam dedim. Sevinerek alıp getirdim. Linda evimizin bir parçası olmuştu. Annem de onu bir güzel terbiye edip alıştırmıştı. Onun sözünden çıkmıyor komutlarına uyuyordu. Linda her yıl üç yavru yapıyordu. Annem ise biraz bıkmıştı. Oğlum dedi bu yıl Linda’yı çiftleştirmeyelim. Yavru yapmasın. Öyle yaptık.. Hem annem mutlandı hem de biz. Ama sonraki yıl bizim Linda bir kaçamak yapıp çiftleşmiş ve inanamazsınız o yıl 6 yavru yaptı. Güler misin ağlar mısın.. Hayvan deyip geçmeyin..
Görev yaptığım bir okulda arkadaşım, elinde fazladan bir kuş kafesi olduğunu istersem bana vereceğini söyledi. Hemen kabul ettim ve kafesi güzelce düzenleyip içine de bir kanarya aldım.. Yemini suyunu verip besliyoruz. Aylar sonra öyle bir ötmeye başladı ki.. Vallahi mest oluyoruz. Yalnız bizim kuşlar konusunda fazlaca bilgimiz yok. Bir gün duvarda bir kırmızılık olduğunu fark ettik. Arkadaşıma sordum. O da, temizlik yapmamışsın o da bitlenmiş dedi. Kafesini sabunla tertemiz yıka dedi. Yıkadım. Baktım ki kuş da da var. Onu da yıkadım. Bizim kanarya küçücük kalıverdi. Korktuk. Pamuklara sardık saç kurutmayla kuruttuk derken biraz canlandı ama uzun zaman kendini toparlayamadı. İlaçlar verdik. İyileşir gibi oldu ama kurtaramadık, kaybettik. Evde herkes üzülmüş hatta göz yaşı bile dökmüştük. Üç-beş gün sonra bir arkadaşım.. Başın sağolsun dedi. Önce anlayamadım. Sonra jeton düştü. Ondan ayrılınca içime bir karamsarlık çöktü. Bir daha almayacağım diye söz vermeme rağmen, gittim bir muhabbet kuşu aldım. Eğer uğraşırsam konuşturabileceğim söylendi. Zaman harcayıp uğraştım. Ona anlaşılır şekilde söyleyebildiği 40-50 kelime öğrettim. Şakır şakır konuşuyordu. Evimize gelen misafirlerimiz bile hayranlıkla izliyorlardı.. Derken yıllar sonra onu da kaybetmiştik. Üzülmemek elde değil. Alıştığın bir varlıktan kopmak insana zor geliyor. Kabullenemiyorsunuz.. Sanki içinizden bir parça kopmuş gibi hüzünleniyorsunuz.
Bu ve buna benzer bir çok hikayemiz oldu.
Ama zaman zaman hayvanlara yapılan tecavüzleri, katliamları duydukça, işkenceleri duydukça, gördükçe içim bir tuhaf oluyor. Bu dünyada en az bizim kadar yaşama hakkı olan bu canlıları niye hor görüyor, aşağılıyor ve katlediyoruz. Hatta tecavüze yelteniyorlar. Anlamakta zorlanıyorum.
İçimde her zaman hayvan sevgisi oldu ve olmaya da devam edecek. Ancak bazıları gibi fazlaca abartmayı da sevmiyorum. Onların etlerinden, sütlerinden ve diğer değerlerinden yararlandıkça mutlanıyoruz. Kürklerini giydikçe gururlanıyoruz. Ama onlara yardımcı olmak konusuna gelince geri duruyoruz.
Tabiatın kanunu. Canlılar doğup yaşayıp ölecekler. Bu döngü içerisinde yaşamın gereklerini yerine getireceğiz. Kimseyi abartılı eleştirmeden, abartılı göklere çıkarmadan ve tüm canlıların varlığını kabullenerek bu dünyada birlikte yaşayabilme cesaretini gösterelim. Karıncayı incitmeyelim, aslandan korkmayalım. Bu alemi PAYLAŞALIM. Herkese her canlıya yaşama hakkını tanıyalım..
Hayvanlardan söz ederken insanlarımızı da unutmayalım. Ve de özellikle çocuk istismarı yapanları, kadınlarımıza el kaldıranları aramıza almayalım. Lanetleyelim. Dünyayı güzellikler kaplasın...