Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü'minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgârlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım.
Zalimin zulmü bütün dünyayı sarmışken birçok insanın haklı olarak sitem ettiğini görüyoruz. Ancak gerçekçi olalım lafla peynir gemisi yürümüyor.
Bunu ifade ederken üzülmeye hakkımız olmadığı anlamı taşımıyor fakat üzülmekle sorunlar çözülme kavuşmuyor. Asıl ihtiyacımız olan aklıselim yaklaşımlarla meseleyi yeniden ele almaktan başka çaremiz olmadığı ortada...
Günümüzde yaşadığımız her acı tecrübe tarih sahnesinde bir kara leke olarak yazılacağı aşikâr. İnsan hayatta her acı durumu kendi yaşayacak olsaydı dayanacak gücü kalır mıydı? Yaşananlar içimizi yakarken yeniden düşünmekte fayda var.
Millet olarak bizlerin alacağı dersler neler olması gerektiğine odak-lanmalıyız. Bugün bizler yaşananlardan büyük dersler çıkarmazsak ne gönül coğrafyalarımıza destek olabilir ne de kendimizi koruyabiliriz. Mevzular derin mücadelelerde çok büyük olmalı... Amerika ve işbirlikçileri “Dünya İsrail'den küçüktür” derken biz “Dünya beşten büyüktür” diyoruz. Ama adil bir dünya için eğitimden sanata, bilimden diplomasiye, teknolojiden güvenliğe, şehirleşmeden tarıma kadar her alanda toparlanmamız gerekiyor. Peki, biz şuan bunların ne kadarında sınıfı geçebiliriz? Görünen o ki elinde gücü bulunduran insanlık adına çalışmanın ne demek olduğunu bilmiyorsa bu tarz üzüntü veren tablolarla karşılaşmalarımız da bitmeyecektir. Hatta daha ötesi giderek artan kaos bütün milletleri tehdit etmektedir. O yüzden dünyanın bütün kültürlere var oluş ve hayat hakkı tanınabilecek, yeni bir medeniyet tasavvuruna ihtiyaç var. Bugün herkes elinden gelenin en iyisini yaparsa sorunların üstesinden gelmek mümkün olacaktır. Macera armaya gerek yok ne bu zulme sebep olanları boykot etmekle ne de naralar atarak olayların çözümünü gerçekleştirebiliriz.
Duyarlı olmak yaptığımız işimiz neyse onu en iyi şekilde yapabilmek amacına dayanmalıdır. Eğer gereken gelişim ve değişim olmazsa bu acılara maruz kalmaya devam edeceğiz. Toplumumuzun hüzünlü topluluk olmayı bırakıp her sahada üstün mücadelesiyle var olmaya ihtiyacımız vardır. Çalışmak, düşünmek, fikirlerimizle her alanda mücadele etmek ülkemizdeki herkesin temel görevi olmalıdır.
Sonuç olarak meseleye insanlık için baktığımızda Yahya Kemal'in Kuşlar da gitti romanındaki sözleri olayları özetlemektedir: "... İnsanlık öldü mü? dedim. Yok dedi. Ölmedi ama bir şeyler oldu başka yerlerde sıkışıp kaldı herhalde" İnsanlığını yitirmiş her millete artık bir ders vermemiz gerekiyor. Artık insanlığın, insan olarak var olabilmenin de mümkün olduğunu gösterecek güce ihtiyacımız var ve bunu elde etmek için, bu zulümlere dur diyebilmek için var gücümüzle çalışmalıyız! Eğer büyük ideallerimiz varsa bir kurtarıcı beklemek yerine kendi mücadelemizi ortaya koymak zorundayız! Beklediğimiz insanlığın hiçbir zaman batı medeniyetinden gelmeyeceğini Bilge Lider Aliya İzzet Begoviç'in şu cümleleriyle modern olarak adlandırılan batıyı yeniden düşünmemiz gerekir ve ona göre tedbirimizi oluşturmak zorundayız: 'Bunu hiç unutma evlat! Batı hiçbir zaman medeni olmamıştır ve bugünkü refahı; devam edegelen sömürgeciliği, döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.'