Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

PAYLAŞAMIYORUZ

Bir türlü sığamadık şu koskoca dünyaya. Var oluşundan bu yana insanlar bu dünyayı paylaşamıyorlar. Karnı doydukça habire sağa sola saldırılar yüz yıllardır durmadı. Tarihe göz attığımızda savaşların her dönemde var olduğunu görmekteyiz. Yakın tarihe bakınca da en akla yakın 1. ve 2. Dünya Savaşları görünüyor. Yediden yetmişe herkesin dilinde BARIŞ olmasına rağmen bitmek tükenmek bilmeyen savaşlar canımızı sıkmaya devam ediyor. Biri bitti derken bir başkası patlak veriyor bir yerlerden. Daha dün başlayan Rusya-Ukrayna savaşının sonlanmasını beklerken şimdi de başımıza İsrail-Filistin savaşı çıktı. Çıktı demeyelim de on yıllardır süren karmaşa yeniden alevlendi. Paramotorlarla yapılan saldırının ardından daha vahim olaylar yaşanmaya başladı. Olaylara dünyanın her yerinden müdahaleler de olmaya, tabiri yerindeyse 3. Dünya Savaşı’na büyük hazırlıklar var. Ha çıktı ha çıkacak!... Bu olayların en kötü tarafı da, işin dönüp dolaşıp ülkemize bulaşması. Hani bilirsiniz bir deyim vardır : “Akseli ah çeker, Bozkuşlu ceremesini çeker” diye. Tam bize yakışıyor. Dünyanın neresinde bir olay yaşansa mutlaka ucu bize dokunuyor. Hamas’ın saldırıları sonrasında İsrail’de oldukça sert karşılık vermeye başladı. Burada zarar özellikle çocuklara oldu. Bir çok masum çocuk ve kadınların can kayıpları yaşanmakta. Olayların başlamasıyla birlikte (her çıkan gelinin yengesi) diye tabir ettiğim Amerika hemen gemilerini olay mahalline yönlendirdi. Heyyy, hooop, susun durun diyeceğine her zaman yaptığı gibi İsrail’e desteğini açıklayıverdi. Biz de bize her zaman görev olan arabuluculuk için girişimlere başladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın “Eyyy Amerika, ne işin var orada” demesine de çok sevindim. Yine güzel bir deyim var, “şunu almazsın, bunu satmazsın ne işin var yaaa pazarında” Dünya savaşlara her zaman gebe. Ufacık bir sebepten iş alevleniveriyor. Bakıyoruz dünyanın dört bir yanı barut fıçısı. Küçücük bir kıvılcım ateş topuna dönüverecek. İnsanlar bunları bildikleri halde halâ savaş için bahane aramaktalar. Liderler içlerindeki kötü niyetlere esir olmaktalar. Ben ben diyerek günahsız insanların can kayıplarına neden olmaktalar. Bu güzelim dünyayı paylaşamıyoruz. Bu hayat fışkıran topraklarda güle oynaya yaşamaya fırsat vermiyoruz. İlle de ben demekten geri durmuyoruz. Üç beş milyarlık nüfustan bugün sekiz milyarlara ulaşan insan sayımızla deyim yerindeyse sığamıyoruz… Bir taraftan savaşlar devam ederken bizler de bir taraftan yaşam savaşına devam ediyoruz. Bizde de gündem ekonomi. Gün geçmiyor ki ihtiyaç maddelerimize ZAM yapılmasın. Her sabah uyandığımızda GÜNAYDIN diyecek mecalimiz kalmıyor. Televizyonlar bir yandan basın bir yandan sosyal medya her yandan bu haberleri karşımıza getiriveriyor. Alıştık diyenler olsa da ben alışamadım. Şimdi de bir çok marketin şu kadar üründe % 50'ye varan indirimler yapacaklarının reklamları yer alıyor. Üç ay süreceği beyan edilen bu indirimlerin GERÇEK olacağından şüphelerim var. Şimdiye kadar ki gözlemlerimde indirim yapıyoruz dedikleri bir çok ürünün fiyatını geceden yükseltip, üzerini çizerek eski fiyata getirerek indirip yaptıklarını gösteriyorlar. Hiç inandırıcı gelmiyor. Ya da bir ürünün yanına az satılan başka bir ürün koyup onu da arada bize yediriyorlar. Veya şu kadar alışveriş yaparsan şu ürünün fiyatı bu kadar deyip bizleri almayacağımız ürünlere yönlendiriyorlar. Elbette bunlar satıcılar için uygun pazarlama yöntemleridir ama bize pek uymuyor. Ama ne çare ki katlanıyoruz… Emekliler can çekişiyor diye sesler arş-u alaya ulaştı. Cumhurbaşkanımızda, “eldeki imkanları zorlayıp haydi madem ki emeklilere Kasım ayında 5 bin liracık veriverelim” dedi. Yasa meclise gelecek ve sanırım kasım ayının ilk haftası veya ilk yarısında hesaplara yatacak. Ama bir soru çıktı. Emekli olmuş ama hala çalışmak zorunda kalanlara bu rakam ödenmeyecek. İşte bu kesim isyanda. Biz aldığımızla geçinemiyoruz ve çalışmak zorunda kalıyorsak günah mı işledik. Oysa vekil emeklileri 50-60 bin alıyorlar onlara var da bizlere niye yok. Hadi diyelim ki bütçe yetersiz, o zaman herkese dört ver bizleri de ayırma” diye sesler gelmekte. Valla bir bakıma doğru diyorlar.. Ben razıyım aslına bakarsanız. Bizlere düşen küçücük sevinçlere onlarda ortak olsunlar.. İşte böyle nereden baksak her taraf sorunlar yumağı. Kimin gücü yetecekse önce şu savaşları durduralım. Neden PAYLAŞAMIYORUZ hep birlikte sorgulayalım. Şu küçücük mü yoksa karnı büyük koca dünya mı her neyse hep birlikte huzurlu bir yaşama dönelim. Felaketlerle boğuşurken bir de savaşları yaşamayalım. Ömür kısa.. Yaşama veda eden CHP eski ilçe başkanlarından Banazlı değerli dost Kadir TÜMER kardeşime de Allah’tan rahmet sevenlerine ve ailesine başsağlığı dilerim. Yıldızlar yoldaşı olur inşallah.
Ekleme Tarihi: 17 Ekim 2023 - Salı

PAYLAŞAMIYORUZ

Bir türlü sığamadık şu koskoca dünyaya. Var oluşundan bu yana insanlar bu dünyayı paylaşamıyorlar. Karnı doydukça habire sağa sola saldırılar yüz yıllardır durmadı. Tarihe göz attığımızda savaşların her dönemde var olduğunu görmekteyiz. Yakın tarihe bakınca da en akla yakın 1. ve 2. Dünya Savaşları görünüyor. Yediden yetmişe herkesin dilinde BARIŞ olmasına rağmen bitmek tükenmek bilmeyen savaşlar canımızı sıkmaya devam ediyor. Biri bitti derken bir başkası patlak veriyor bir yerlerden. Daha dün başlayan Rusya-Ukrayna savaşının sonlanmasını beklerken şimdi de başımıza İsrail-Filistin savaşı çıktı. Çıktı demeyelim de on yıllardır süren karmaşa yeniden alevlendi. Paramotorlarla yapılan saldırının ardından daha vahim olaylar yaşanmaya başladı. Olaylara dünyanın her yerinden müdahaleler de olmaya, tabiri yerindeyse 3. Dünya Savaşı’na büyük hazırlıklar var. Ha çıktı ha çıkacak!...
Bu olayların en kötü tarafı da, işin dönüp dolaşıp ülkemize bulaşması.
Hani bilirsiniz bir deyim vardır : “Akseli ah çeker, Bozkuşlu ceremesini çeker” diye. Tam bize yakışıyor. Dünyanın neresinde bir olay yaşansa mutlaka ucu bize dokunuyor. Hamas’ın saldırıları sonrasında İsrail’de oldukça sert karşılık vermeye başladı. Burada zarar özellikle çocuklara oldu. Bir çok masum çocuk ve kadınların can kayıpları yaşanmakta. Olayların başlamasıyla birlikte (her çıkan gelinin yengesi) diye tabir ettiğim Amerika hemen gemilerini olay mahalline yönlendirdi. Heyyy, hooop, susun durun diyeceğine her zaman yaptığı gibi İsrail’e desteğini açıklayıverdi. Biz de bize her zaman görev olan arabuluculuk için girişimlere başladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın “Eyyy Amerika, ne işin var orada” demesine de çok sevindim. Yine güzel bir deyim var, “şunu almazsın, bunu satmazsın ne işin var yaaa pazarında”
Dünya savaşlara her zaman gebe. Ufacık bir sebepten iş alevleniveriyor. Bakıyoruz dünyanın dört bir yanı barut fıçısı. Küçücük bir kıvılcım ateş topuna dönüverecek. İnsanlar bunları bildikleri halde halâ savaş için bahane aramaktalar. Liderler içlerindeki kötü niyetlere esir olmaktalar. Ben ben diyerek günahsız insanların can kayıplarına neden olmaktalar. Bu güzelim dünyayı paylaşamıyoruz. Bu hayat fışkıran topraklarda güle oynaya yaşamaya fırsat vermiyoruz. İlle de ben demekten geri durmuyoruz. Üç beş milyarlık nüfustan bugün sekiz milyarlara ulaşan insan sayımızla deyim yerindeyse sığamıyoruz…
Bir taraftan savaşlar devam ederken bizler de bir taraftan yaşam savaşına devam ediyoruz. Bizde de gündem ekonomi. Gün geçmiyor ki ihtiyaç maddelerimize ZAM yapılmasın. Her sabah uyandığımızda GÜNAYDIN diyecek mecalimiz kalmıyor. Televizyonlar bir yandan basın bir yandan sosyal medya her yandan bu haberleri karşımıza getiriveriyor. Alıştık diyenler olsa da ben alışamadım. Şimdi de bir çok marketin şu kadar üründe % 50'ye varan indirimler yapacaklarının reklamları yer alıyor. Üç ay süreceği beyan edilen bu indirimlerin GERÇEK olacağından şüphelerim var. Şimdiye kadar ki gözlemlerimde indirim yapıyoruz dedikleri bir çok ürünün fiyatını geceden yükseltip, üzerini çizerek eski fiyata getirerek indirip yaptıklarını gösteriyorlar. Hiç inandırıcı gelmiyor. Ya da bir ürünün yanına az satılan başka bir ürün koyup onu da arada bize yediriyorlar. Veya şu kadar alışveriş yaparsan şu ürünün fiyatı bu kadar deyip bizleri almayacağımız ürünlere yönlendiriyorlar. Elbette bunlar satıcılar için uygun pazarlama yöntemleridir ama bize pek uymuyor. Ama ne çare ki katlanıyoruz…
Emekliler can çekişiyor diye sesler arş-u alaya ulaştı. Cumhurbaşkanımızda, “eldeki imkanları zorlayıp haydi madem ki emeklilere Kasım ayında 5 bin liracık veriverelim” dedi. Yasa meclise gelecek ve sanırım kasım ayının ilk haftası veya ilk yarısında hesaplara yatacak. Ama bir soru çıktı. Emekli olmuş ama hala çalışmak zorunda kalanlara bu rakam ödenmeyecek. İşte bu kesim isyanda. Biz aldığımızla geçinemiyoruz ve çalışmak zorunda kalıyorsak günah mı işledik. Oysa vekil emeklileri 50-60 bin alıyorlar onlara var da bizlere niye yok. Hadi diyelim ki bütçe yetersiz, o zaman herkese dört ver bizleri de ayırma” diye sesler gelmekte. Valla bir bakıma doğru diyorlar.. Ben razıyım aslına bakarsanız. Bizlere düşen küçücük sevinçlere onlarda ortak olsunlar..
İşte böyle nereden baksak her taraf sorunlar yumağı. Kimin gücü yetecekse önce şu savaşları durduralım. Neden PAYLAŞAMIYORUZ hep birlikte sorgulayalım. Şu küçücük mü yoksa karnı büyük koca dünya mı her neyse hep birlikte huzurlu bir yaşama dönelim. Felaketlerle boğuşurken bir de savaşları yaşamayalım. Ömür kısa..
Yaşama veda eden CHP eski ilçe başkanlarından Banazlı değerli dost Kadir TÜMER kardeşime de Allah’tan rahmet sevenlerine ve ailesine başsağlığı dilerim. Yıldızlar yoldaşı olur inşallah.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.