Afyonkarahisar'a bağlı olan Sandıklı, nüfus yapısı itibariyle, temelde, bir İslam-Türk kentidir. Osmanlı nüfus kayıtları, bunu doğrular.
On altıncı yüzyılda, Osmanlı idaresinde, sekiz mahallelik (Çay, Cami, Çakır, Halil Bey Mescidi, İslamoğlu, Kubbeli Mescit, Ece, Kethüda (Hisari)), gayrimüslim nüfusu bulunmayan, orta halli İslam kentlerinden biridir. Zamanla bazı mahalleleri dağılmış; yeni mahalleler ortaya çıkmıştır. 1912 tarihli Osmanlı nüfus sayımına göre, Sandıklı, Çakır, Çay, Ece (İce), Hisar, Cuma ve Yeniçay Türk mahallelerinden ibarettir. En kalabalık mahalle, yüz küsur hanelik nüfusuyla, Çakır mahallesidir. Demek ki, 16. Yüzyıldan 20. Yüzyılın başlarına kadarki süreç içinde, Halil Bey Mesciti, İslamoğlu ve Kubbeli Mescit mahalleleri dağılmıştır. Hisari mahallesi (yerel telaffuzda: Hessar) de Hisar adına almıştır.
Başlangıçta İslam kenti olan Sandıklı'nın nüfus yapısı, zamanla, değişmiştir. Gayrimüslim unsurlar ile Kafkasya ve Rumeli Müslümanları da Sandıklı'nın nüfusunu çeşnilendirmiştir. Osmanlı idaresi, Rumeli ve Kafkasya'da belli yerleri kaybettikçe, buraların Müslüman nüfusu Anadolu'ya göç etmeye başladığında, Sandıklı da bu göçlerden nasibini fazlasıyla almıştır. 1866 tarihli bir Osmanlı belgesinde, Nogay muhacirlerinin Sandıklı'da iskân edildiğinden söz edilir. Demek ki Sandıklı'nın en eski muhacirleri, Kafkasya'nın Noğaylarıdır. Başka bir Osmanlı arşiv belgesinde, 1888 yılında, Sandıklı'nın Aşa yaylasında muhacirlerin yerleştirildiğinden söz edilir. Bunlar, Balkanlardan, Hersek'ten gelen Müslüman muhacirlerdir. Kıtlık ve açlıktan dolayı kısa süre sonra Sandıklı'dan ayrılarak, Karamürsel'e yerleştirilmişlerdir. 1890-1891'de Sandıklı'da yine Kafkas muhacirleri iskân edildi. Osmanlı idaresi, bu tarihlerde, hem Aydın bölgesinde yerleştirilen muhacirleri Sandıklı'ya nakletmek istiyor, hem de yeni gelen Kafkas muhacirlerini Sandıklı'da iskân etmek istiyordu. Bunlara ilaveten, bir de, Sandıklı bölgesine gelen Yörük aşiretlerini Sandıklı'da iskân etme çabasındaydı. Bir belgeye göre, Sandıklı'da muhacirleri iskân edecek yer kalmamıştı. 1891'de, Antalya'daki Çerkez muhacirleri Sandıklı'da iskân etmek için hükümet epey uğraştı, ama olmadı. Çerkezler, Akşehir, Ilgın ve Akseki'de iskân edildiler.
1892'de Hezargrad (Bulgaristan'daki Razgrad Müslümanları) muhacirleri burada iskân edildi. 1894'de Rumeli muhacirlerinin Sandıklı civarında iskân edildiği; bunların Geyirli aşiretiyle arazi problemi yaşadıkları belgelenebiliyor. 1902-1903 yıllarında da Rumeli'den Sandıklı'ya Müslüman göçleri devam etti. Yeni gelenler Sandıklı Örmekapı mevkiinde iskân edildiler. 1905 yılında Çerkez muhacirlerinden bir grup, Sandıklı'da iskân edildi. Balkan harbinin neticesi olarak, Priştine muhacirleri de Sandıklı iskân edildi. 1909 yılında Şumnu muhacirleri (Bulgaristan) Sandıklı'nın Akdağ üstündeki yaylada iskân edildiler. Sandıklı, sonraki süreçte, Balkanlardan ve Kafkasya'dan göç almaya devam etti. 1924 Nüfus Mübadelesi kapsamında, 1924 yılında Selanik Drama'ya (Yunanistan) bağlı köylerden çok sayıda mübadil, Reşadiye köyünde iskân edildi. Reşadiye'ye göçler 1927 yılına kadar sürdü. Drama'nın İslam köylülerin bir kısmı Sandıklı merkezde de iskân edildi. 1912 tarihli Osmanlı nüfus sayımında, Belkavak köyünün Tatar muhacirlerden ibaret olduğu; Ala Cami'de ise Boşnakların iskân edildiği ifade edilir.
Tüm bu İslam nüfusa ek olarak, 1912 tarihli nüfus sayımında, çok az sayıda Rum (7-8 aile) ile Ermeni (kırk küsur kişi) Sandıklı merkezde yasadıklarından söz edilir. Sandıklı'nın nüfusu, 19. ve 20. Yüzyıllardaki Kafkasya ve Rumeli'den göçler sebebiyle, büyük ölçüde değişti. Bunlara, ticaretle uğraşan çok az sayıdaki İranlı (Acem) nüfusu da eklemek gerekir. 1912 yılında, Sandıklı'nın köyleriyle birlikte toplam nüfusu, 28.773 olarak hesaplandı. Bektaş, Kusura, Kızılviran, Sorkun, Kızık, Başağaç, Akharım, Klindiras, Ahurhisar ve Yavaşlar köyleri, yüz hanenin üzerinde nüfusa sahip Sandıklı'nın büyük köyleri olarak belirtilir. Sandıklı, on dördüncü yüzyıldan beri Bektaşilik ve Ahilik geleneğinin (Ahi İvaz, Ahi Bayezid, Ahi Osman vs.) hüküm sürdüğü yerlerden biri olması sebebiyle, yeni gelen muhacir ve mübadilleri, büyük ölçüde benimsedi. Cumhuriyet devrinde de Sandıklı'ya dışarıdan göçler gelmeye devam etti.