Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

SIKILDIM

Çocukluk yıllarımda televizyon ile tanışamadım. Daha sonraki yıllarda TRT sayesinde izlemeye başlayabildik. Tek kanal ama içinde pek çok şey olan bir kanaldı TRT o zamanlar. Haber var, eğlence var, yarışma var, dizi var, kültürel yayınlar var, müzik var. Yani anlayacağınız bize her yönüyle hitap edebilen bir televizyon yayıncılığı vardı. Dediğim gibi hem de tek kanal var hem de gece saat 24.00'de kapanmak üzere. İşimizden gücümüzden dersimizden kalan zamanlarımızı onun karşısında geçirmekten ziyadesiyle zevk alırdık. Gün döndü, devran değişti, teknoloji öylesine koşar adım ilerledi ki artık 100'lerce kanal ve site insanlığın hizmetinde. Ne ararsan buluyorsun. Ne istersen izliyorsun. Tabii ki biz hala televizyon izlemeye devam edenlerdeniz. Yeni teknolojik gelişimlere ulaşamadık. Onlarca hatta yüzlerce tv kanalı yayında. Ne yazık ki artık izleyecek zaman bulamıyoruz bu seferde.. Doğrusunu söylemek gerekirse televizyonlar artık farklı bir yöntemle seyirciye ulaşıyor.  Bizler TRT’nin tek kanallı döneminde yayınlanan dizileri dört gözle bekler, çalışmalarımızı ona göre planlardık. Hangi gün hangi dizi var ise ona göre pozisyon alırdık. Evlerinde televizyonu olmayanlar konu komşudan randevu talep eder ya da sanki abonmanmış gibi gider her zamanki yerini alır, sessiz sedasız izlerlerdi. Kurallara uymayanlara cezalar verilirdi. İzlemeleri engellenirdi. Sonra kahve ve lokallerde izleme dönemi başladı. Hiç unutmuyorum bir diziyi izlerken arada hıçkırık sesleri duymuştuk. Baktık ki bir abimiz içten içten ağlıyor.. Ne oldu dediğimizde dizideki ölen birine gözyaşı döktüğünü anladık. Diziler kaliteli, programlar güzeldi. Halit Kıvanç’ın, Cenk Koray’ın hafta sonu programları çoluk çocuk herkes tarafından beğenilerek izlenirdi. Haberler yalın TÜRKÇE ve tarafsız olarak sunulurdu izleyenlere. Müzik programları enfesti. Hele bayram ve yılbaşı eğlenceleri uzun süre hafızalardan silinmezdi. Gecenin onikisi beklenirdi dansöz çıkacak diye.. Hey gidi günler demekten kendimi alamıyorum. Şimdi dediğim gibi yüzlerce kanal var. Ama hiç birini doğru dürüst izleme hevesim yok gibi. Hele şu günlerde seçim havası esmeye başladığı dönemlerde KADROLU yorumcular insanın ruhunu sıkıyor. Her gün aynı terane ve hergün bağlı olduğu siyasilerin borazanını çalmaktan öte bir şey yapmıyorlar. Hem de öyle çok şey biliyorlar ki her alanda ahkâm kesmek onlara sanki vergiymiş gibi konuşuyorlar. Aralarında dişe dokunur, doğru bilgi veren, dürüstlüklerine laf edemeyeceğimiz insanlar olsa da geneli için aynı şeyleri söylemek pek mümkün değil. Gelelim bazı kanallardaki toplumsal olduğunu savunan program yapımlarına. İsim söylemeye gerek yok sanırım, sizler biliyorsunuz ve zamanla izledikleriniz de olmuştur. Hafiyelik yapanlar meçhul cinayetleri aydınlatmaya çalışanlar bazen güzel işler de yapsalar da çoğunlukla reyting uğruna olmadık rollere soyunuyorlar. Gelenleri tersleyenler, sorgulayanlar yargıç gibi davrananlar da var. Ve bazen gerçekten insanları duygu seline kaptıran yıllardır  buluşamayanları buluşturan kardeşleri birleştiren durumlarda yaşanıyor. Ama en çokta evli, üç-beş çocuklu bir kadının eşini, çocuklarını terk ederek yine birkaç çocuklu evli barklı bir adama kaçması ilginç geliyor bana. Ve bazıları “ben KUMA olmaya hazırım” diyerek kadınlar adına olmadık bir kötülüğe imza atıyorlar. Ne yalan söyleyeyim ben de eve geldiğimde bu programlardan biri açık ise zorunlu olarak seyretmek zorunda kalıyorum. Biraz ızdırap duysam da katlanıyorum artık evdekilere saygımdan. Zira ben maç izlerken onlar bana müdahale etmiyorlar. Yayın esnasında sık sık sesler kesiliyor. Elbette hakaret ve küfür anında kesilmesi uygundur ama olayları birleştirip bir fikir edinmeyi amaçladığınızda bazı şeylerin eksik kaldığını da gözlüyorsunuz. Bal satan kanallardan, halı, tencere tava satan kanallara, her türlü müziği yayınlayan kanallara bakabilmek pek mümkün olmuyor. Diziler tam bir felaket. Son yıllarda akılda kalan bir dizi izlediğimi anımsamıyorum. Bir KÖKLER yok televizyonlarda. Aile dizileri bitti. Basit bile olsa; “İkinci Bahar, Bizimkiler, Mahallenin Muhtarları” gibi akılda kalıcı diziler yok artık. Televizyonların babası TRT bile tarafımdan sadece müzik kanallarının izlenmesine olanak veriyor. Geçmişte yaktığımız elektrikten pay alan bu kurum kanal, sayısını artırmış olsa da KALİTE’yi bir türlü artıramadı. Hatta neredeyse türkü arasına reklam alacak bir duruma geldi. Müzik kanalında reklam olur mu Allah aşkına... Varın siz yorumlayın.. Doğrusu ben SIKILDIM. Bir şeyler izliyorsunuz ve reklama giriyor. Reklam önemli ama kardeşim izlediğinizi unutturacak kadar uzun reklam olur mu. Köşede kaç dakika kaldığını belirtenler var ama o süre doluyor, küçük bir spot haydi yine reklam. Bu işin bir kuralı yok mudur acaba. SIKILDIM. Aynı reklam bıktırıncaya kadar sürüyor. O ürünü alacaksam bile artık vazgeçiyorum. RTÜK neleri denetliyor. Bilemiyorum. Yanlış bir siyasi kelime için binlerce TL. ceza veriyorlar ama insanları bıktıran programlara dokunmuyorlar. SIKILDIM... Gelin bu konulara vatandaşlar olarak biraz daha duyarlı olalım. Beğenmiyorsanız izlemeyin demiyorum. Onlar bizim için beğenilecek programlar yapsınlar istiyorum. Sizi bilmem ama gerçekten ben SIKILDIM... Güzel ve sağlıklı günler..
Ekleme Tarihi: 07 Şubat 2023 - Salı

SIKILDIM

Çocukluk yıllarımda televizyon ile tanışamadım. Daha sonraki yıllarda TRT sayesinde izlemeye başlayabildik. Tek kanal ama içinde pek çok şey olan bir kanaldı TRT o zamanlar. Haber var, eğlence var, yarışma var, dizi var, kültürel yayınlar var, müzik var. Yani anlayacağınız bize her yönüyle hitap edebilen bir televizyon yayıncılığı vardı. Dediğim gibi hem de tek kanal var hem de gece saat 24.00'de kapanmak üzere. İşimizden gücümüzden dersimizden kalan zamanlarımızı onun karşısında geçirmekten ziyadesiyle zevk alırdık.
Gün döndü, devran değişti, teknoloji öylesine koşar adım ilerledi ki artık 100'lerce kanal ve site insanlığın hizmetinde. Ne ararsan buluyorsun. Ne istersen izliyorsun. Tabii ki biz hala televizyon izlemeye devam edenlerdeniz. Yeni teknolojik gelişimlere ulaşamadık. Onlarca hatta yüzlerce tv kanalı yayında. Ne yazık ki artık izleyecek zaman bulamıyoruz bu seferde..
Doğrusunu söylemek gerekirse televizyonlar artık farklı bir yöntemle seyirciye ulaşıyor. 
Bizler TRT’nin tek kanallı döneminde yayınlanan dizileri dört gözle bekler, çalışmalarımızı ona göre planlardık. Hangi gün hangi dizi var ise ona göre pozisyon alırdık. Evlerinde televizyonu olmayanlar konu komşudan randevu talep eder ya da sanki abonmanmış gibi gider her zamanki yerini alır, sessiz sedasız izlerlerdi. Kurallara uymayanlara cezalar verilirdi. İzlemeleri engellenirdi. Sonra kahve ve lokallerde izleme dönemi başladı. Hiç unutmuyorum bir diziyi izlerken arada hıçkırık sesleri duymuştuk. Baktık ki bir abimiz içten içten ağlıyor.. Ne oldu dediğimizde dizideki ölen birine gözyaşı döktüğünü anladık.
Diziler kaliteli, programlar güzeldi. Halit Kıvanç’ın, Cenk Koray’ın hafta sonu programları çoluk çocuk herkes tarafından beğenilerek izlenirdi. Haberler yalın TÜRKÇE ve tarafsız olarak sunulurdu izleyenlere. Müzik programları enfesti. Hele bayram ve yılbaşı eğlenceleri uzun süre hafızalardan silinmezdi. Gecenin onikisi beklenirdi dansöz çıkacak diye.. Hey gidi günler demekten kendimi alamıyorum.
Şimdi dediğim gibi yüzlerce kanal var. Ama hiç birini doğru dürüst izleme hevesim yok gibi. Hele şu günlerde seçim havası esmeye başladığı dönemlerde KADROLU yorumcular insanın ruhunu sıkıyor. Her gün aynı terane ve hergün bağlı olduğu siyasilerin borazanını çalmaktan öte bir şey yapmıyorlar. Hem de öyle çok şey biliyorlar ki her alanda ahkâm kesmek onlara sanki vergiymiş gibi konuşuyorlar. Aralarında dişe dokunur, doğru bilgi veren, dürüstlüklerine laf edemeyeceğimiz insanlar olsa da geneli için aynı şeyleri söylemek pek mümkün değil.

Gelelim bazı kanallardaki toplumsal olduğunu savunan program yapımlarına. İsim söylemeye gerek yok sanırım, sizler biliyorsunuz ve zamanla izledikleriniz de olmuştur. Hafiyelik yapanlar meçhul cinayetleri aydınlatmaya çalışanlar bazen güzel işler de yapsalar da çoğunlukla reyting uğruna olmadık rollere soyunuyorlar. Gelenleri tersleyenler, sorgulayanlar yargıç gibi davrananlar da var. Ve bazen gerçekten insanları duygu seline kaptıran yıllardır 

buluşamayanları buluşturan kardeşleri birleştiren durumlarda yaşanıyor. Ama en çokta evli, üç-beş çocuklu bir kadının eşini, çocuklarını terk ederek yine birkaç çocuklu evli barklı bir adama kaçması ilginç geliyor bana. Ve bazıları “ben KUMA olmaya hazırım” diyerek kadınlar adına olmadık bir kötülüğe imza atıyorlar.
Ne yalan söyleyeyim ben de eve geldiğimde bu programlardan biri açık ise zorunlu olarak seyretmek zorunda kalıyorum. Biraz ızdırap duysam da katlanıyorum artık evdekilere saygımdan. Zira ben maç izlerken onlar bana müdahale etmiyorlar. Yayın esnasında sık sık sesler kesiliyor. Elbette hakaret ve küfür anında kesilmesi uygundur ama olayları birleştirip bir fikir edinmeyi amaçladığınızda bazı şeylerin eksik kaldığını da gözlüyorsunuz. Bal satan kanallardan, halı, tencere tava satan kanallara, her türlü müziği yayınlayan kanallara bakabilmek pek mümkün olmuyor.
Diziler tam bir felaket. Son yıllarda akılda kalan bir dizi izlediğimi anımsamıyorum. Bir KÖKLER yok televizyonlarda. Aile dizileri bitti. Basit bile olsa; “İkinci Bahar, Bizimkiler, Mahallenin Muhtarları” gibi akılda kalıcı diziler yok artık. Televizyonların babası TRT bile tarafımdan sadece müzik kanallarının izlenmesine olanak veriyor. Geçmişte yaktığımız elektrikten pay alan bu kurum kanal, sayısını artırmış olsa da KALİTE’yi bir türlü artıramadı. Hatta neredeyse türkü arasına reklam alacak bir duruma geldi. Müzik kanalında reklam olur mu Allah aşkına... Varın siz yorumlayın.. Doğrusu ben SIKILDIM.
Bir şeyler izliyorsunuz ve reklama giriyor. Reklam önemli ama kardeşim izlediğinizi unutturacak kadar uzun reklam olur mu. Köşede kaç dakika kaldığını belirtenler var ama o süre doluyor, küçük bir spot haydi yine reklam. Bu işin bir kuralı yok mudur acaba. SIKILDIM. Aynı reklam bıktırıncaya kadar sürüyor. O ürünü alacaksam bile artık vazgeçiyorum. RTÜK neleri denetliyor. Bilemiyorum. Yanlış bir siyasi kelime için binlerce TL. ceza veriyorlar ama insanları bıktıran programlara dokunmuyorlar. SIKILDIM...
Gelin bu konulara vatandaşlar olarak biraz daha duyarlı olalım. Beğenmiyorsanız izlemeyin demiyorum. Onlar bizim için beğenilecek programlar yapsınlar istiyorum. Sizi bilmem ama gerçekten ben SIKILDIM... Güzel ve sağlıklı günler..
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.