Futbol!.. Tarihi çok eski çağlara kadar uzanan, dünyanın en büyük spor aktivitelerinden birisi hatta birincisi. Geçmişi Orta Çağ’lara dayanır. O zamanların Avrupa'sında topla oynanan bir oyuna dair ilk ifadelere, 9. yüzyıla ait belgelerde rastlanmaktadır. Yani dünyanın en önemli spor organizasyonu olması belki de bu kadar uzun geçmişe sahip olmasındandır. Bugün için ise dünyada 200'ün üzerinde ülkede 250 milyonu aşkın oyuncu tarafından oynanmakta olup dünyadaki en popüler spordur. Günümüzde yapılan şampiyonalar ise 1930 yılında kurulan FİFA (Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği) tarafından organize edilen bir turnuvadır. Önceki gün 2022 Dünya Futbol Şampiyonası’nın final maçı oynandı. Arjantin ile Fransa arasındaki şampiyonluk final maçı kimilerine göre taraflı ve organize bir şampiyonluk, kimilerine göre sadece şov amaçlı yapılan bir final maçı olarak değerlendirildi. Evet, Arjantin’in yetiştirdiği en sonuncu futbol dehası Messi’nin adeta jubile maçıydı bu karşılaşma. Baştan beri oyunun hakimi olan Arjantin, üç golden ikisinin sahibi Lionel Messi adeta şov yaptı karşılaşmada. Son dakikalara kadar doğru dürüst bir atak yapamayan, tek bir şut bile çekemeyen Fransa’nın parlayan yıldızı Kylian Mbappe, kazanılan penaltıyla sahneye çıktı. Yükseldikçe yükseldi, parladıkça parladı. Ve takımını uzatmalara, ardından da penaltılara kadar taşıdı. Maçın normal sonucu 2-2 berabere bitince uzatmalara gidildi. Uzatmalarda da birer gol atan takımlar işi penaltılara bıraktı. Penaltı atışlarında ise Arjantin yine tekniğini konuşturdu. Kaleci Martinez iki golü kurtarınca şampiyonluğun en önemli kahramanı oldu. 2022'nin şampiyonu Arjantin FIFA'dan 42 milyon dolar (746 milyon TL) para alacak. Bana göre güzel maçtı!... Mücadele vardı, tempo vardı, estetik vardı, futbol vardı. Yani 90 dakikasıyla, uzatmalarıyla, penaltılarıyla Dünya Şampiyonasına yakışır bir final maçıydı. Futboldan fazla anlamayanların bile dikkatini çeken, heyecan verici bir futbol izledik. Şimdi tekrar bir önceki hafta bu köşeden yazdığımız konuya dönelim. “Biz Hep Seyirciyiz” başlıklı yazıda da sormuştum. Böyle büyük bir etkinlikte biz neden yokuz demiştim. Bizde hevesli hiç yok mu?... Ülkemiz en büyük ve son başarısı 2002 yılındaki Dünya 3.lüğü oldu. Sosyal yaşamımızın ve hobilerimizin en başında futbol gelse de ne yazık ki bunu uluslararası bir başarıyla tescilleyemedik. Oysa her şampiyonaya, elemelere büyük heves ve heyecanla başlar, aldığımız ilk mağlubiyetle morallerimizi bozar, nihayetinde de biz hep seyirci olarak kalırdık. Artık bu kabuğu kırmak, şanssızlığımızı aşmak gerekir. 2026 Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi sahanın ortasına kurulan o sahnede birinci, olmazsa da ikinci olarak görmek, böyle gururu bir kez olsa bile yaşamak umuduyla!...