Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

NANKÖRLÜK

Farkında mısınız, tüm güzellikler hep eskilerde kalıyor. İllaki her güzel şey, tüm güzellikler eskilerde kalmak zorunda mıdır? Dostluklar, arkadaşlıklar, yiyecekler, içecekler, yaşam, doğa, kısacası dünya eskilerde daha güzeldi deriz. Eskilere özeniriz ancak bu günümüzü de güzelleştirmek için hiç gayret göstermeyiz. Demek ki ya haylazız, ya da niyetimiz iyi değil!... Eskilerde milli bayramlarımız vardı. Eskilerde yine camilerimiz, cumalarımız. Bu cumaların vaaz ve hutbeleri de milli ve dini bayramlarda önemli günler hatırlatılır, anlatılırdı. Türkiye Cumhuriyeti'nin Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından düşmandan kurtarılarak ne fedakârlıklarla, ne çilelerle, yokluk içinde, canını-kanını vererek kurulduğu anlatılır, onlara her fırsatta birer “Fatiha” okunurdu. Özellikle son yıllarda Atatürk adından imtina ile kaçınıldığı gözünüzden kaçmıyor değil mi? Bana göre üzücü bir durum, hem üzücü hem de çok yanlış bir durum. Çünkü geçmişini minnetle yad etmeyenler unutulmaya mahkûmdurlar. Geçtiğimiz cuma günü de yine böyle günlerden biriydi. Sokak kısıtlaması dahilinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlanmamıştı. Pandeminin yeniden patlaması sebebiyle söylenecek bir şey yok. Ancak o gün camilerde cuma namazları kısıtlamalı da olsa eda edilebilmiş, Ramazan mübarek günü insanların dini vecibelerini yerine getirmelerine olanak sağlanmıştı. Bu cuma namazının öncesindeki vaazda ve hutbede ne bir Atatürk, ne bir milli bayram, ne de 23 Nisan'da çocuklara Atatürk tarafından armağan edilen dünyanın ilk ve tek çocuk bayramından söz edilmemişti. Ne kadar üzücü bir durum. Acaba böyle böyle milli duygularımız köreltilmeye mi çalışılıyor demekten kendimi alamıyorum. Diyanet İşleri bu konularda neden hassas davranmaz, dahası Atatürk'ün kurduğu bu Cumhuriyetin faziletlerinden faydalanırken, onun kurduğu devletin bir memuru olarak neden böyle yapar, bir bilen var mı? Hadi onu da geçtim, devlet büyüklerimiz, bizleri yönetenler bu konuda gereğini neden yapmazlar, bir bilen var mı? Bana yanlış geliyor, bana vefasızlık, kadir kıymet bilmezlik, (hatta daha sert ifadesi de var ama telaffuz etmek istemiyorum) daha ilerisini de düşünmekten kendimi alamıyorum. Bu ülke 1923 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti'dir. 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim de birer milli bayramlarımızdır. Bu kadar basit ve net!...
Ekleme Tarihi: 27 Nisan 2021 - Salı

NANKÖRLÜK

Farkında mısınız, tüm güzellikler hep eskilerde kalıyor. İllaki her güzel şey, tüm güzellikler eskilerde kalmak zorunda mıdır?
Dostluklar, arkadaşlıklar, yiyecekler, içecekler, yaşam, doğa, kısacası dünya eskilerde daha güzeldi deriz. Eskilere özeniriz ancak bu günümüzü de güzelleştirmek için hiç gayret göstermeyiz. Demek ki ya haylazız, ya da niyetimiz iyi değil!...
Eskilerde milli bayramlarımız vardı. Eskilerde yine camilerimiz, cumalarımız. Bu cumaların vaaz ve hutbeleri de milli ve dini bayramlarda önemli günler hatırlatılır, anlatılırdı. Türkiye Cumhuriyeti'nin Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından düşmandan kurtarılarak ne fedakârlıklarla, ne çilelerle, yokluk içinde, canını-kanını vererek kurulduğu anlatılır, onlara her fırsatta birer “Fatiha” okunurdu. Özellikle son yıllarda Atatürk adından imtina ile kaçınıldığı gözünüzden kaçmıyor değil mi?
Bana göre üzücü bir durum, hem üzücü hem de çok yanlış bir durum. Çünkü geçmişini minnetle yad etmeyenler unutulmaya mahkûmdurlar.
Geçtiğimiz cuma günü de yine böyle günlerden biriydi.
Sokak kısıtlaması dahilinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlanmamıştı. Pandeminin yeniden patlaması sebebiyle söylenecek bir şey yok. Ancak o gün camilerde cuma namazları kısıtlamalı da olsa eda edilebilmiş, Ramazan mübarek günü insanların dini vecibelerini yerine getirmelerine olanak sağlanmıştı.
Bu cuma namazının öncesindeki vaazda ve hutbede ne bir Atatürk, ne bir milli bayram, ne de 23 Nisan'da çocuklara Atatürk tarafından armağan edilen dünyanın ilk ve tek çocuk bayramından söz edilmemişti. Ne kadar üzücü bir durum. Acaba böyle böyle milli duygularımız köreltilmeye mi çalışılıyor demekten kendimi alamıyorum.
Diyanet İşleri bu konularda neden hassas davranmaz, dahası Atatürk'ün kurduğu bu Cumhuriyetin faziletlerinden faydalanırken, onun kurduğu devletin bir memuru olarak neden böyle yapar, bir bilen var mı?
Hadi onu da geçtim, devlet büyüklerimiz, bizleri yönetenler bu konuda gereğini neden yapmazlar, bir bilen var mı?
Bana yanlış geliyor, bana vefasızlık, kadir kıymet bilmezlik, (hatta daha sert ifadesi de var ama telaffuz etmek istemiyorum) daha ilerisini de düşünmekten kendimi alamıyorum.
Bu ülke 1923 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti'dir. 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim de birer milli bayramlarımızdır. Bu kadar basit ve net!...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.