Şu kısacık ömrümüzde basit hatalar yapıyoruz. Tercihlerimizde, yaşantımızda. Öğretim hayatımızda, mesleğimizde yani her alanda hatalar yapıyoruz. Ama gördüğüm o ki yaptığımız hatalarımızdan asla ders çıkarmıyoruz. Bazı hatalarımız geri dönüşümü olmayan, kayıpları telafi edilemeyen sonuçlara ulaşıyor. O nedenle mümkün olduğunca yapacağımız her türlü işi kılı kırk yararak, enine boyuna düşünerek alacağımız doğru kararlarla taçlandıralım. Yaşamımızda keşkeler az olsun ve hatta hiç olmasın.
Önceliğim korona konusunda. 20 gün öncesi ilimiz MAVİ renge boyanınca o kadar mutlu olmuştum ki, tarifi imkansız duygular yaşamıştım. Ne yazık ki bu mutluluğum, bu sevincim kısa sürdü.
Tüm ülkede tanıdığım tanımadığım eşten dosttan telefonlar almıştım ki “bu işin sırrı ne” diye sorusuyla karşılaşmıştım. Verdiğim cevap ise tekti. “KURALLARA UYMAK”. Sevincimiz, mutluluğumuz kursağımızda kaldı.
İnsanlarımız bu rengin kıymetini bir anda kavrayamadılar ve arkasından gelen GEVŞEME bizi bir anda diğer renklere doğru iteledi. Kiminle konuştuysam, kime danıştıysam bu RENK cümbüşünün daha radikal verilere dayandırılması ve halkın da buna inanması gerekmektedir. Yani kısacası biz büyük özverilerle kazandığımız bu payeyi basit hatalarla kaybetmek üzereyiz. Zaten her zaman üzerinde ısrarla durduğum bir konu var, zirveye çıkmak bir şekilde başarılır ama zirvede kalmak zordur. İşte bütün mesele bu!..
.
Akıl vermek gibi olmasın ama biz bu pandemiden kısa sürede kurtulmak ve eski yaşamımıza yeniden dönebilmek adına öncelikle kendi adımıza bireysel, sonra toplumsal ve de yönetenlerimiz tarafından alınacak önlemleri gözden geçirip, yediden yetmişe tüm insanlarımızın katılacağı önlemleri ivedilikle almak ve uygulamak zorundayız. Bu konuların tümünde HATA’ya asla yer olmadığını bilmemiz gerekir.
.
GEVŞEMEK bu pandemi için geçerli bir olgu değildir. Bu nedenle öncelik AŞI’da dır. Biz 83 milyonun 60 milyonunu aşılamadan rehavete kapılmamalıyız. Ve sadece de “ben aşı oldum” diyerek korkusuzca dolaşmanın bir alemi yoktur. Elbette aşı koruyucudur. Elbette aşı bu işin en önemli yok edilme yöntemlerindendir. Ama sadece sizin aşı olmanız yetmiyor, çoğunluğun bunu yaptırması ve uzun bir süre daha koruyucu önlemlere uymamız gereklidir. Yani HATA’ya meydan vermeyelim.
.
Şarkının birinde şöyle diyordu “Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni” Tabii ki insanoğlu boş bulunduğu anlarda, sinirine hakim olamadığı dönemlerde, öfkeyle kalkıp zararla oturduğu dönemlerde yaşamıştır. Hatta istemeden yaptığı hatalar olmuştur. Bize düşen bu olumsuz-luklardan, tecrübe edindikçe daha az yaparak kurtulmaya çalışmaktır. Yanlış tercihler de bizi yaşamımızda hatalara sürükler ve keşke demeye zorlanırız.
.
Bizler yaşamımızı bir ölçüde tesadüflerle sürdürmekteyiz Dünyaya geldiğimiz ortamlar bizi geleceğimize yön vermeye zorlamaktadır. Armut dibine düşer derler ya, ya da bir meyvenin yere düşen çekirdeğinden yine aynı meyve oluşur ya, işte bizler de öyle olmak zorunda kalıyoruz. Ekstrem örnekler dışında, atamızdan ne gördüysek bizler de onları yapmaya mecbur bırakılıyoruz. Ufkumuzu genişletmeye, daha geniş dünyalara açılmaya korkarak bakıyor, içimizde endişeler yaşıyoruz.
.
Bazen de insanoğlunun frenlenemeyen ihtirasları onları hata yapmaya zorluyor. Doyuma ulaşmış, yaşamdan hemen hemen her şeyi görmüş- geçirmiş bir insan daha farklı ve daha değişik zevklere ulaşmak adına hatalar silsilesine yenilerini ekliyor.
.
Ülkemizde kadın-erkek çalışma yaşı 65 olmasına rağmen sanki hayata yeniden başlamış gibi girişimleri olan birçok insan tanıyorum. Bunun nedenlerini konuşur-tartışabiliriz ama 65 yaşında bir insanı nasıl ki 45 kişilik bir otobüsün direksiyonunda görmek istemiyorsak, 65 yaşındaki bir öğretmeni öğrencilerine titreyen sesiyle ders vermesini istemiyorsak, yine 65 yaşındaki bir cerrahı operasyonda görmek istemiyorsak, diğer bir çok alanda da bunların olmasını istemiyoruz. Kim ne derse desin insanın fizyolojik özellikleri nedeniyle o yaşlardakilerin HATA yapma oranları da yüksek olmaktadır. Öyle ki yapılan küçük hatalar bakarsınız büyük zararlara yol açabilir, telafisi mümkün olmayan felaketlere de sürükleyebilir. Önemli olan hata yamamak ya da daha az hatayla sonuçlandırmaktır.
.
Sonuç olarak bizler yediden yetmişe, dededen toruna, kadından-erkeğe yaşamımızı HATA yapmadan ya da en azında daha az hatalarla süsleyebilmek adına güzelliklere, doğruluklara yönlendirmeye çalışalım. Yazdıklarımın tümü konuyu üzerine alınanlaradır, dostlaradır. haydi be sen de diyerek kaale almayanlara bir şey demiyorum.
.
Yaşamınız mutlu daha az hatalı ve daha çok umutlu olsun.