Nihayet yılın sonuna yaklaşıyoruz. İki hafta sonra her şeyiyle kötü geçen bu yılı bitiriyoruz. İkibinyirmi öyle bir yıl ki herkes bir an önce bitip gitmesini istiyor. Yıl içinde kötü olaylar olmuşsa, herşey kötüye gitmişse, tüm dünyada topyekün salgın hastalıklar yaşanmışsa bu yılın ismiyle değil, dünyanın hakimi olmak isteyen, kötü yönetenlerle ilgilidir. Elbette bu yıl çok kötü geçti. Her olayı bir kenara bırakalım zaten korona başlı başına çok büyük bir olay. Düşünsenize belki de tüm dünyayı tek başına esir alabilen tek olay. Hiç kılını kıpırdatmadan insan varlığının yüzde doksanını korkuttu ve evine kapattı. Peki, önümüzdeki yılın ya da sonraki yılların iyi olacağının garantisi var mı? Bu yıl kötüydü de gelecek yıllar çok mu iyi olacak? Elbette böyle bir durum söz konusu değil. İnsanlar aç gözlü, fesat, acımasız ve gaddar olduktan sonra yaşam kötüleşecek, şartlar ağırlaşacak.  Şu gerçek ki, yıllar sonra “Eskilerde bir yıl yaşanmıştı, sanırım 2020 olacak, bir hastalık geldi ama tüm dünyaya yayıldı. O yıllarda bilmem kaç milyon insan yaşamını kaybetmişti. Ne yıldı ama”... Bu yıla imzasını atan koronayla ilgili merak edilen en ilginç ayrıntıya cevap verilemiyor. Şöyle ki; bu salgın Çin’in Wuhan şehrinde çıkınca televizyonlarda tüyle ürperten görüntüler vardı. İnsanlar yolda yürürken birden yere yıkılıveriyor ve ölüyorlardı. Bu dehşet verici görüntüleri sonraki ülkelerdeki vakalarda hiç gören oldu mu? Üstü kapalı çok mevzu var. Dileğimiz bir an önce bitsin gitsin şu musibet...   BAKAN HAKLI Son günlerde herkes Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un yoksullukla ilgili açıklamasına odaklandı. Bakan Selçuk, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde, bir eline ‘iş’ diğer eline ‘aş’ yazarak yaşamına son veren yurttaşa yönelik sorulara karşılık “Türkiye’de yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, sorun olmaktan kalktı” demişti. İşin özü böyle bir tespit neye göre yapılmış, hangi verilere dayanarak böyle bir açıklama yapılmış anlaşılır gibi değil. Ama ben düşündüm de bir taraftan sayın bakan haklı gibi... Bir zamanlar ülkemizde Turgut Özal ile gelen “ortadirek” tanımı çokça eleştirilmişti. Yani o zamanlar insanların durumu biraz iyileşir gibi olduğunda Özal’da bunu örneklendirmek için ortadirek kelimesini kullanmaya başlamıştı.  Şimdi ise ortadirek de yok oldu. Çünkü ülkemizdeki en büyük ücretli sınıfında yer alan emekli ve asgari ücretlinin sayısı en yoğun kesimi oluşturuyor. Emekliler 1.600-2.500 lira çalışanlar 2.400 lira ücret almaktadırlar. Peki açıklanan son rakamlara göre açlık sınırı ne kadar biliyor musunuz? 2.516 lira. Haliyle Türkiye’de yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, sorun olmaktan gerçekten kalktı. Çünkü yoksul sınıfındaki insanlar artık açlık sınırının bile altında kaldı. DOĞRU DEĞİL Mİ?...