Cumhuriyet Bayramı coşkusunun hemen ardından büyük bir deprem haberiyle sarsıldık. Ege Denizinde meydana gelen deprem İzmir’i vurdu.
Depremler bizim değiştiremeyeceğimiz en önemli gerçeğimiz. Depremleri durdurmanın, yerini değiştirmenin ya da şiddetini azaltmanın hiç bir olanağı yok. Ama depremden korunmanın, can kayıplarını önlemenin bir yolu var; GÜVENLİ YAPILAR.
Dünyanın çeşitli yerleri yer kabuğundaki fay hatlarının yapısı gereği deprem bölgesi olarak tespit edilmiş. Dolayısı ile buralarda dünya var oldukça çeşitli büyüklüklerde sarsıntılar olacaktır. Bundan korunmanın yolu olan sağlam, depreme dayanıklı binalar yapmadıkça bu işe hiçbir çözüm yok! Bunu kesinlikle kafamıza sokmamız lazım...
Bakınız yıllar önce bu doğal afetten muzdarip olan Japonya neler yapmış. İnşaatlarını sağlam, depreme dayanıklı olarak yapmış. Gökdelenlerini raylı sistemle adeta depremde gezinen binalar olarak inşaa etmiş. Onların teknolojisi keşfetmelerinden yıllar geçmesine rağmen biz hala inşaatlardan üç-beş torba çimento, bir-iki ton demir çalarak daha çok para kazanmanın gafletine düşmüşüz. Bu hainliktir, katilliktir, CİNAYETTİR...
Bazı insanlar “keşke başka bölgede olsaydık, hayatımızda deprem olmasaydı” diyor. Ancak yaradan herkese farklı olsa da eşit sıkıntılar, adaletli güzellikler vermiş. Dünyada durduk yere yangınlar, öldürücü soğuklar, cehennem sıcakları, yağmurlar, kasırgalar, seller ve daha nice felaketler yaşayan ülkeler, bölgeler var. Bunlardan hiç haberimiz oluyor mu? Halimize şükredip, sorunları kökünden halletmedikten sonra bir rahat yüzü göremeyiz.
Bakınız, Osmanlı döneminde onca yapılan cami, yabancıların yaptığı özellikle tren istasyonları çelik gibi ayakta. Peki on-yirmi yıllık binalar neden gofret gibi çöküyor?
Gelelim İzmir’e... Depremin merkezi Seferihisar olmasına rağmen, İzmir’e kadar kilometrelerce onca şehir, köy, kasaba varken neden İzmir ve neden Bayraklı?... Bu sorunun cevabını uzmanlar, profesörler duraksamadan cevaplıyor; “ZEMİN”...
Bayraklı’nın altı su, zemin mil, binalar hırsızlar tarafından yapılmış. Tek sebep bu!...
Şu dakikaya kadar 89 ölen, binlerce yaralanan oldu. Hala da enkaz altında olabilecek insanlar için çalışılıyor. İnşallah daha fazla kayıp olmaz.
Bir kaç kelime de işi siyasi şova sokmaya çalışan, bağnaz fikirlerini haklı göstermek için uğraşan yobaz ve hainlerden bahsetmek gerekiyor.
Depremi “Cavur İzmir” lafını çıkaranların doğrultusuna bağlayan, içkiye, zinaya bahane gösteren yobazlar, depremin sonucunu zinaya değil de binaya bağla. Bre gafil, durum öyle ise Marmara’da, Elazığ’da, Erzincan’da, Akhisar’da olan depremlerin sebebi nedir?
Bu hainliklerin için Allaha hesap vereceğini bilmiyor musun? Bunları yapacağına gönlünü ya da elini depremi yaşayan insanlara uzatsan da insan taklidi yapsan yanlış mı olur!...