Sevgili okurlarımız, önceki gün bir 30 Ağustos Zafer Bayramını daha kutladık. İşin aslı kutlayamadık. Bu muhteşem zaferin 98. yılını kutlamaktan mahrum bırakıldık.
Konunun ilk başında başka meselelerde yüzbinlerin bir araya geldiği başka etkinliklerde virüsün yok sayılarak, 300-500 kişinin katılacağı bir milli bayramın yasaklanmasının değerlendirilmesini size bırakmak istiyorum. Sizler de diyeceksiniz ki; "Evet, biz biliyoruz. Buna gerekli cevabı zamanı geldiğinde adabınca vereceğiz"...
Oldum olası milli bayramlarda karnı ağrıyanların, bu sene covite sığınmaları seneye de olamaz sanırım.
Neyse, bu geldi geçti diyelim. Zira biz bayramımızı mümkün olduğunca, anlamına uygun şekilde kutladık. Pazar günü Atatürk Anıtına çelengimizi koyduk, saygı duruşunda bulunarak İstiklal Marşı'mızı yüreğimizden geldiğince coşkuyla okuduk. İçimizdeki burukluğumuzu da Kültürpark’taki Atatürk Anıtı önünde giderdik. Kurallara uygun ve resmi prosedürler gereği ikinci kutlamamızı yaptık.
Bizler Atalarımıza borçluyuz...
Yetmedi, hızımızı kesmedik. Çoluk çocuğumuzu alarak bu zaferin, bu destanın yazıldığı topraklara, Dumlupınar'a, şehitliğe gittik. Başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, sonrasında da şehitlerimize dualarımızı, şükran ve minnetlerimizi yolladık.
Çiçek bahçesi gibi bayraklarla donatılan 8 yaşında da, 63 yaşında da şehitlerin yattığı bu kanla yazılmış destanın anavatanında duygulandık, gururlandık...
Bunlar güzel duygulardı. Ancak bu ülkede kendilerine güzel bir vatan bırakan bir insana bu saygısızlık, bu hakaretler, bu düşmanlıklar niye?....
Anlaşılır gibi değil! 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda ulusal bir kanalda Ata’nın huzurunda yapılan tören için "ANIRKABİR" teriminin kutlanmasını kim kabul edebilir.
Yazık size...
Bu ülkeyi canlarıyla, kanlarıyla düşmandan kurtarmaları sayesinde bugün özgürce, huzurlu bir yaşam sürmenizi, nimetlerinden yararlandıktan sonra hainlik ettiğinizi niye inkar ediyorsunuz, niye nankörlük ediyorsunuz?
Atatürk ve silah arkadaşlarının canlarını ortaya koyarak bu büyük zaferi kazanamasalardı ne olurdu? Ne olacak ki! Bakın Doğu Türkistan'da bugün 50 milyon soydaşımız zulüm görüyor, neden biliyor musunuz, bizim gibi bir Atatürkleri olmadığı için. Bir kurtarıcıları olmadığı için, bir zaferleri olmadığı için. Zulüm görüyorlar, işkence görüyorlar, canlarını kaybediyorlar. İşte sen de bugün bir Yunanın, İngilizin veya Fransızın güdümünde esaret altında yaşayacaktın. Keyfi isterse sana köpeğe kemik verir gibi karnını doyuracak, istemezse aç bırakacak, eziyet edecek, zulüm çektirecekti.
Bunları mı istiyorsunuz?
Atatürk'ün sizi, bizleri kurtardığı için mi nankörlük ediyorsunuz, hainlik yapıyorsunuz? Nedir bu Atatürk düşmanlığınız, nedir bu "Keşke Yunan galip gelseydi" tavırlarınız...
Başka bir şey demeyeceğim, "YAZIK SİZE, hem de hepinize!"...