Sanki planlanmış gibi. Aralıksız her yıl yurdumuzun çeşitli yörelerinde meydana gelen ORMAN yangınları derinden yaralar açıyor, ciğerlerimiz parçalanıyor. Ne kadar önlem alınsa da bir türlü bunları önleyemiyor, önüne geçemiyoruz.. Yemyeşil, cennet vatanımızın güzelliklerini, yıllarca emek verip yetiştirilen ormanlarımızı küçük bir kıvılcımla yerle yeksan edip, hem doğal yaşamı hem sosyal yaşamı zorlaştırıyoruz.
Yine Banaz’ımızın güzide ormanlarından ayrı ayrı yerlerde eş zamanlı çıkan yangınlar, yetkililerin cansiperane müdahaleleriyle söndürülmüş olsa da, içimizde derin üzüntüler bırakmıştır.
Küçük ihmaller, tedbirsiz piknik yapmalar ve de asıl acı olanı bazı yörelerde ormandan arsa açabilmek adına çıkarılan yangınlar sonrasında gayet akıllı demeçler veriliyor. Suçluları bulup cezalandırmak kaybettiklerimizi geri getirmeye yetmiyor. Giden gittiğiyle, yapan yaptığı ile kalıyor. Suçlu bireyin yıllarca hapis cezası alması benim hiç umurumda değil, değil mi ki ağaçlarımız kül oldu.
Değil mi ki ormanlarımız yok oldu, işte önemli olan onları yeniden yerine getirebilmek yıllar alacak ve ne olursa olsun artık eskisi gibi olmayacak.
Bize düşen bu güzide, bu yaşam kaynağımız ormanlarımızı el birliği ile korumak kollamaktır. Piknik yapmayın demiyorum. Piknikleri bu amaç için ayırılmış alanlarda yapın. En azından yaktığınız ateşi unutursanız görevlilerin dikkatleri ve gayretleri ile bir zarar görmeden bertaraf edilebilir. Orman gördüğünüz her yerde piknik yapmayınız. Yetkililer bizler için piknik alanlarında kontrol edilebilir mangal organizasyonları yapmışlar, onlardan yararlanın. Bütün bunlara rağmen piknik yaptınızsa ateşinizi mutlaka söndürün ve tamamen söndüğünden emin olana kadar oradan ayrılmayın. Banaz; Uşak ilinde en çok orman alanına sahip ender yerleşim yerlerinden biridir. Gazetemizin adında olduğu gibi YEŞİL bir tabiatı vardır. Ne olursunuz bu güzellikleri bir kibritle heba etmeyelim.
Bir başka önemli konu da arabayla seyahatlerimizde sigara izmaritlerini camdan fırlatıverenler; Be hey Ademoğlu.. Aracında küllük var. Söndür ve onun içine at. Niye yanan izmariti camdan fırlatıp hepimizin yaşamını tehlikeye atıyorsun. Hadi sigara içme demeye dilim varmıyor da, mademki içiyorsun bu mereti niye tedbirli davranmıyorsun diye sana sitem etmeye hakkım olduğunu düşünüyorum.
Rahmetli oldu. (Allah rahmet eylesin) Orman İşletme Müdürümüz Ramazan Bey vardı. Ormanlara zarar veriyor diye Uşak ilinde KEÇİ yetiştirmeye yasak getirmişti. Belki onlara da zarar veriyorsun ama onun önlemi kolaydı. Başındaki çobanı cezalandırabilirdin. Ama ateş yakanı bulamıyorsun. Bulsan da gereken cezayı veremiyorsun..
Yapılacak en önemli iş insanları ORMAN konusunda ta ilkokuldan başlayıp EĞİTMEK. Ormanı korumayı yüreklerin en derin noktalarına nakşetmek. Ormanı sevdirmek. Ağaç dikmeyi özendirmek, Her doğan evlat için bir ağaç diktirmek. Her evlenen çift adına bir ağaç diktirmek. Alınabilecek önlemlerden bazılarıdır. Daha akılcı düşünceler de olabilir. Bunlar derlenip toplanıp hayata geçirilmelidir.
Cümlenin sonuna şunu özellikle eklemeliyim. EYYY güzel insanlar YAZIK OLUYOR, bu güzel ülkemize . Biraz daha dikkat!..
Yazık olan bir başka şey daha var.
Ülkede her şey sorunlu. Dış ülkeler ile münasebetler sorunlu, içte siyasiler sorunlu. İşçiler sorunlu, memur sorunlu, esnaf sorunlu çiftçi sorunlu. Bu kadar zorluklar içerisinde hükümet de sorunlu. Her ne kadar parlak düşünceler söyleniyorsa da, yaşamın her alanında sorunlar açık seçik görülebiliyor. Yaşanılan PANDEMİ süreci sanki bitiyormuş gibi gösterilip, normal yaşama dönülüyor hissine kapılan insanlarımıza yeni ve büyük uyarlar geldi.. NOLUYORSUNUZ. “Daha bitmedi, durun bakalım” dedi Sağlık Bakanlığı’nın rakamları. Vaka sayıları azalmaya yön tutmuşken daha da yukarılara tırmanmayı sürdürüyor. Gerçekten yazık oluyor. Yazdık, yazmaya devam ediyoruz. Bir çuval incir berbat olmak üzere. Aylardır yaptığımız tüm gayretler boşa çıkabilir. Yeniden karantina günleri, sokağa çıkma yasakları başlayabilir. Bizler birilerinin tedbirsiz davranışları yüzünden yeniden cezalı duruma düşebiliriz. Bize de yazık oluyor. Bakın saat 20.00'den sonra dışarıya çıkıp şöyle serin serin akşam gezintilerini bile yapamaz olduk. Haydi biraz insafa gelin, şu önerilere harfiyyen uyun da sayenizde bizler de özgürlüğümüze kavuşalım.
Düğünlerinizi aile arasında yapıverin bir zahmet. Asker uğurlamalarını dar çevrede yapın mümkünse. Taziyeler de olmasın. Önemli olmayan toplantılarınızı erteleyin. Sünnetmiş, mevlütmüş sonraki yıllara sarkıversin. Çünkü devir önlem devri. Dilimizde tüy bitti. Bu işin şakası yok.. Yaparsanız inanın bir çok kaybımız olacak. İnanın yazık olacak bütün bunları ertelemezsek.
Şu siyasi partiler ne kadar doğurgan. Kediler bile yılda iki kez doğum yaparlarmış. Partiler onları da geçecek gibi. AKP bünyesinden iki parti çıkardı.. Birileri bölünmeyelim diye çağrı yaptı. Ama olmadı partiler kuruldu. Yıllar yılı bir çok doğum yapmış Cumhuriyetimizin ilk partisi CHP yeni bir doğuma hazırlanıyor. Bir çok partiye analık yapmış yeniden ana olma yolunda. Doğruluğu-yanlışlığı tartışılır. Ben bu doğurganlıklara pek anlam veremiyorum. Irak’tan peşmergeler ülkemize geldi, oradaki mücadelelerini bırakıp kaçtılar bence. Bulgaristan’dan geldiler, oralardaki azınlığı daha azınlık durumuna düşürdüler.
Suriye’den kaçıp gelenler, bayram tatiline yine ülkelerine gidip-döndüler. Ne derseniz deyin MÜCADELE yerinde yapılmalı. Başarıyı orada aramalı. Birilerinin alnında doğuştan bir yazı mı var illaki LİDER olacağım diye.. Biraz da NEFER ol. Nefer gibi mücadeleni sürdür eğer inanıyorsan.. Denenmiş bazı şeyleri yeniden akıla getirip, hadi bir daha deneyeyim demenin bence pek anlamı yok..
Bizde bir senatör adayı amcamız vardı.. Halil KARABIYIK. Her seçimde bir yerden bir şekilde aday olurdu. Sadece kendi oyunu alır ve asla aday olmayı bırakmazdı. Hatta CUMHURBAŞKANI adayı bile oldu. Banaz’ın ismini ilk radyodan onun vasıtası ile duydum.. "Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Halil KARABIYIK.. Banaz-Uşak" anonsu radyolardan kulaklarımıza gelmişti. Yazık oldu Halil KARABIYIK’a .. Bir oy aldı ne yazık ki..
Eski siyasetçinin doğal hakkı olabilir. Ama ülkede bunca sorun varken "delik dondan çıkar gibi" ortalık yere çıkıp söylentiler yaymak uygun değil sanırım. İnsanoğlu zirveye çıkınca yerini bırakmayı bir türlü hazmedemiyor.. Sen çıkacağın kadar çıkmıştın.. daha fazla üstelemenin ne gereği var. Kal o zirvede.. Vallahi sana değil bu kez bize YAZIK OLUYOR!
TFF son günlerde yine gündemde.. Kulüplerin harcama limitlerini açıkladı. Sansasyon. Eleştiriler bir türlü bitmiyor. Daha doğrusu şu andaki federasyon süreci iyi yönetemiyor. Hatalar... hatalar.. Düşmeyi kaldırdı. Tabii olarak başkaları da istiyor. Onlara el-cevap.. hayır.. Süper ligden amatöre kadar sorunlar yumağı.. Türk futboluna yazık oluyor.. Bütün bu sorunların en az indirilmesi dört dörtlük hazırlanıp çıkacak olan KULÜPLER YASASIDIR.. Yıllardır çıkarılamıyor.. Vallahi yazık oluyor... Trilyonlar hala dernekler yasası ile kurulmuş kulüpler tarafından yönetiliyor.. Bana göre gerçekten YAZIK OLUYOR.
Geçenlerde ülkemizde yaşanan havai fişek patlamasının daha büyüğü Beyrut’ta yaşandı. Çok sayıda yaşam yitti gitti, binlerce yaralı.. Patlayıcı üretmenin, silah üretmenin insanlığı ne yararı var. Yazık oluyor.. Sözün özü yaşadığımız bu dünyayı hor kullanıyoruz. Ve hakikaten YAZIK OLUYOR...