Banaz'ı, Uşak'ı çok fazla bilmezler memlekette. Bazı dönemlerde "Banazlı İsmail" ismi bir derecede tanıtımımızı yapmış olsa da bu konuda idarecilerimizin sınıfta kaldığını söylemek pek yanlış olmaz sanırım. İlçemiz, Ege Bölgesi ile İç Anadolu'nun tam buluşma noktasında denizden 924 metre yüksekte olan şirin ve yeşil bir ilçe. İşin özü gazetemize ismini verdiren yeşilliklerden o derecede kalmasa da yinede yeşil bir örtüye sahip olduğunu söylemek mümkündür. Rahmetli babam Yusuf Sarıoğlu Banaz'ın yeni ilçe olduğu 1953 yıllarında görevi gereği Altıntaş ilçesine giderken geçtiği bu güzel ilçeye yeşilliğinden dolayı hayran olmuş ve bu sebeple gelip yerleşmiş. Yıllar sonra da çıkardığı bu gazetenin adını "Yeşil Banaz" koymuş... Aslında işin kötü yanı, sokak aralarında bile uzun kavakların, çeşitli meyve ağaçlarının sallandığı o yeşillik-ten şimdi eser yok! Güzel tarafı da böyle olmasına rağmen çoğu memleketten biraz daha hala şirin ve yeşil. Banaz'ın iklimi her bölgeden bir özellik kapmış, eşsiz bir güzelliktedir. Kışın biraz sert olsa da, yazın sağladığı temiz yayla havası, ender bulunan özelliğe sahiptir. Bu güzellikleri ardımıza aldığımız eşsiz ve bereketli Murat Dağı'na borçluyuz. Çünkü temiz havamız, bol gıdamız ve şırıl şırıl akan sularımız bizlere Murat Dağı'ndan gelir. Çoğu zaman başı karlı 2312 metrelik Murat Dağı bizlere kışın soğuğunu yedirse de yazın esintisini yollayarak kendisini affettirir doğrusu. Bu Murat Dağı bir süredir çakalların hedefinde.... Murat Dağı’nda birkaç yıldır altın ve çeşitli madenler çıkarılmak için girişimler yapılmaktadır. Buna karşılık bir hukuk mücadelesi başlatıldı. Bir süredir yürütülen hukuksal savaşında şimdilik (!) başarılı sonuçlar alındı. Buna sevindik ancak asalaklar boş durmayacak.  Vatanını, memleketini seven insanlar sayesinde ayakta duran bu ihtişamlı ve bereket kaynağı dağ, madencilerin, gözünü para bürümüş çakalların hedefinde...  Bunu böyle bilin!.. Aslında bizleri yönetenler böyle çakallara niye fırsat verir, neden dur demez anlaşılır gibi değil!... Çıkar yasayı, "ben bu güzel ormanların, su kaynaklarının talan olmasına müsade etmiyorum" de, olsun, bitsin, herkes minnet duysun. Ama olmuyor, nedense bir türlü rahat edemiyoruz. Şimdi de dört bir yanımızdaki jeotermal alanlar ihaleye çıkarıldı. Geçen hafta haberini yaptığımız bu duruma tüm çevre platformlarından tepki geldi. Çevreciler, yörenin ikliminin değişeceğini, havanın kirleneceğini ve zehirli gazların tarım ve hayvancılığa zarar vereceğini söylüyorlar. Peki bu gerçekse (ki; içinde bir sürü bilim adamı var, bunlar da aynı görüşteler) bu güzelim memlekete zarar vermek için çalışıyorlar. Üç kuruş için neden herşeyimizi bitirmeye çalışıyorlar. Temiz bir yerde, huzurla yaşamak bu kadar zor mu? Bir tek Banaz'da, Uşak'ta değil tüm ülkemizde güzellikleri yok etmeye çalışanlara karşı neden hep birlikte dur diyemiyoruz...