İnsan sevdikleriyle birlikte olursa mutlu yaşar. Ve bu mutlulukları sevdikleriyle paylaştıkça, onları da ortak ettikçe artar, çoğalır.
Pazar günü "babalar” günüydü. Her yıl haziran ayının üçüncü haftası kutlanan bu özel günü “genellikle sosyal medya” üzerinden (!) kutladık. İnsanların pek çoğu bu günü buruk yaşadı. Çünkü bizlerin de olduğu gibi çoğunun babası yaşama veda etmişti.
Babası yanında, yakınında olanlar belki de o kadar hasret ve özlem yaşamadılar bu özel günü. Çünkü yanında olmamayla hayatta olmamayı ayırt etmek ancak başına gelince anlaşılacak bir duygudur.
Bizim toplumumuzda annelere, babalara, dede ve ninelere özel günler var. Belki de aile sisteminin güçlü olması bunlara bağlıdır. Ama önemli olan bunu anlamını kavrayarak, özünü içimize çekerek yaşamamız gerekmektedir. Yoksa anneler günü, babalar günü 24 saat içine sıkıştırılıp savuşturulacak bir mesele değildir.
Yani şöyle ki, sen günlerce, aylarca ananı, babanı arama, sorma. Ne haldedir, hastamıdır, derdi var mıdır ilgilenme...
Ama mayısın ikinci haftasında “anneler günü” nü, haziranın üçüncü haftasında “babalar günü”nü ister coşkuyla, ister timsah gözyaşlarıyla kutlamaya çalış. İnan çok yapmacık!...
Bir de babası hayattayken yüzüne bakmayıpta, ölünce ağıtlar dizercesine anasına-babasına sosyal medyadan özlem ve sevgi mesajı gönderenler var.
Sen adam hayattayken ağzına geleni saydırıyordun. Çoğu durumda neredeyse gırtlağına sarılacak gibi kalbini kırıyordun. Ne oldu? Şimdi yok artık değil mi?
Ona dünyanın en güzel, en duygulu methiyelerini düzsen neye yarar. Boş, hepsi boş...
Annenizin, babanızın ve sevdiklerinizin kıymetini yaşarken, yanınızdayken bilin. Yoksa boşu boşuna "mış" gibi yapmayın.
Şayet sizin yanınızdayken kıymetini bilemediyseniz ya da birlikteyken gerilimli bir diyaloğunuz olduysa şimdi arkasından boşuna ağlamayın, sizi duymazlar...
ŞU MASKE MESELESİ!
Başladığı günden beri dilimizde tüy bitti. Her yazımızda hatırlattık, her adımda tekrar ettik, “lütfen maskelerinizi takın” diye. Ama dinlemediler.
Bazıları maskeyi hastalığı önemsemediği için takmadı, bazıları zorunluluktan dolayı protesto amaçlı takmadı, bazıları da “nefes alamıyorum, ölecek gibi oluyorum” bahanesiyle takmadı.
Maskeyi takmayarak hastalığı bulaştıran ve bulaşanlar oldu. Hatta ölenler bile vardı. İçlerinde “bana kim ceza yazabilecekmiş” diyenlere bile rastladık.
Sonuçta koronavirüs salgını geri geldi. Tekrar aynı sıkıntıları yaşamayla karşı karşıyayız.
Bu sebeple yönetenler de MASKE kullanım zorunluluğunu 81 İLDE ZORUNLU hale getirdi.
Şimdi de maskeni takma da 900 lira cezayı paşa paşa öde...