Ortalığı talan eden Korona salgınının biraz azalmasıyla birlikte geçen hafta normalleşmeye ilk adımı attık.
Elbette insanlar bir an önce hayatın olağan akışına dalmak için sabırsızlıkla beklemektedirler. Bu sebepledir ki ortalık birden panayır yerine döndü.
Bu iyiye alamet bir durum değil. Sokaklarda mesafe, maske kuralına uymayan, kuralları da hiçe sayan sayısız insan var.
Durum böyle olmasına rağmen işin samimisini söylemek gerekirse bizim yörede kurallara bir nebze iyi uyulduğu, daha hassas davranıldığı bir gerçek.
Geçtiğimiz hafta iş gereği bazı yerlere gitmek zorunda kaldık. Gördüğümüz manzara gerçekten çok kötü... Oralarda kural tanımayan, sanki hiç salgın gelmemiş gibi, sanki hiç sokağa çıkma kısıtlaması yaşanmamış gibi davranıldığı bir gerçek...
Üzücü bir durum bu!... Ama daha üzücü bir durumunu da çağımızın "ayaklı gazetesi" sosyal medyada gördük. "Entübe"!...
Aylardır özellikle sağlık bakanının ağzından duyuyorduk bu kelimeyi. Entübe!...
Aylardır özellikle sağlık bakanının ağzından duyuyorduk bu kelimeyi. Entübe!... Merak edenler lütfen araştırıp izlesin, öğrensin. Gerçekten de ne yaşamak, ne ölmek, ne de bitkisel hayat. Adeta ölümü bizzat canlı canlı yaşamak...
Benim görüşüm entübenin ne olduğunu izleyen, öğrenen her insan ayaklarını denk alacak, adımlarını denk atacaktır.
Aslında bakanlık bu anlatımlı videoyu televizyonlarda yayınlasa kesinlikle çok etkisi olur diye düşünüyorum. Çünkü insanlar hala koronanın, ona yakalamanın ve onu yaşamanın, (tabii ki yakalanmadı ve ölmediyse) ne olduğunu çok iyi anlayamayacaktır. Tavsiyem, bu konuyu artık geçmiş gibi görmeyin, hala olağanın üzerinde de hassasiyet gösterin. Çünkü hayat güzel!...
Ne olacak bu kredi hovardalığı!
Bu salgınla birlikte gelen ekonomik sorunlar, açılan para musluklarıyla, düşürülen kredi faizleriyle çözülmeye çalışılıyor. Bu, birçoğu için mecburi bir istikamet. Zaten buna söylenecek bir şey de yok. Ancak insanlar gerekli gereksiz düşük faizli krediyi adeta yağmalıyor.
Tamam, krediler uygun. Faizi düşük, ertelemesi hoş, alınması hayli kolay. Ama inanın ödemesi çok kolay değil! Bu çekilen kredilerin.altinda en az yüzde ellimiz kalacak, ödeyemeyecek, zor dura düşecek. Bu konuya balıklama atlamak hiçte mantıklı bir durum değil. İyi düşünün, iyi karar verin...
Hiç kimse size bedavadan para vermiyor. Bunların bir karşılığı, bir bedeli var. Yaşamınızdan, yemenizden kısıp bu zor ve dar günleri atlatmaya bakın. Ertelenen vergiler, stopajlar, sigorta primleri, kredi ve kredi kartları 6 ay sonra yakamıza yapışacak. Bir de bunun yanına kredi taksidi eklenince durum daha da zor hale gelecek. Onun için lütfen iki düşünün, bir hareket edin...