Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

GÖRÜNMEYEN DÜŞMANA, GÖRÜNEN TEDBİRLER ALALIM

Uzun yıllar sonra yine bir “sokağa çıkma yasağı” uygulamasına şahit olduk. Bana göre karar doğru, şekil ve yöntem hatalı oldu. İnsanlık olarak karşı karşıya kaldığımız bu felaketten kurtulmak için çeşitli yöntemler deneyip çare arıyoruz... Gerçi tam anlamıyla sonuca ulaşamadık ama alınan karar ile belki ileride uygulanabilecek yasaklar için zemin hazırladık, tecrübe edindik. Bir çok bilimadamı ve bu işin uzmanları bu yasağı daha önceden yapalım diye öngörülerde bulunurken, yetkililer bu duruma biraz geç ulaştılar. Ancak iki günlük bu uygulama yetmez... Bu durumu önceki yazılarımızda üstüne basa basa yazmış, duyurmuştum... Gerçekten bu işin şakası yok. İlk önlemler arasında 65 yaş üzeri insanlarımızın dışarı çıkmaları kısıtlandı. Biz de kendimizi attık içeriye. Diğer kesim bize atıfta bulundular... Bazıları dalga geçtiler. Bunun üzerine çeşitli spekülasyonlar yapıldı. Ama görüldü ki bu meret yaşlı genç, kadın erkek dinlemiyor. Topyekün bir saldırı ile tüm insanlığı tehdit ediyor. Elbette savaşımız da topyekün olmalı. Hiç kimse kendini soyutlamasın. Sokağa çıkma yasağı daha erken yapılabilir miydi. Süresi ne kadar olmalıydı. Kısacası bu savaşta daha sert önlemler de alınabilirdi. Ancak gerek bilim kurulumuz ve gerekse ilgili bakanlar ülkemizi gün be gün izleyip vakaların seyrine göre yeni tedbirlere ve önlemler başvurabiliyorlar. Burada en dikkat çeken konu halkımızın bu tedbirlere uymaması. Yapılan tüm yayınlara ve ikazlara rağmen hala EFE’lik yapanların bulunması alınan tedbirleri daha sert duruma getirebilecektir. Hemen hemen her kesim eleştirdi. Cuma gecesi istenmeyen fotoğraflar oluştu. Rakamlar doğruysa 250 bin kişi marketlere akın etti. Kargaşa yaşandı. Yöntem daha farklı olabilirdi. Süre de daha uzun tutulabilirdi. Elbette bunlar bizim düşündüklerimiz. Ama madalyonun bir de öteki yüzüne bakmak gerek. Bu yasakla, hayat duracak, üretim azalacak, geleceğimiz belki daha karanlık bir hale gelecek. Çiftçimiz, fabrikalarımız üretemez ise önümüzdeki yazı daha zor geçirebiliriz. Sonuçları daha ağır olabilir. Her şeyi günlük düşünmek yeterli olmaz, geleceği de dikkate almamız gerekir. Şunu da sormak isterim... Bizler TÜRK insanı olarak geçmişten aldığımız eğitimle, örf ve adetlerimiz ile genelde tedbirli insanlarız. Kış gelmeden salçamızı, tarhanamızı, bulgurumuzu, unumuzu hazır eder kışı bekleriz. Pazar kültürümüz ile neredeyse bir haftalık sebze ve meyvemizi alırız. Çayımız-şekerimiz en az bir haftayı idare eder. O halde iki gün için ilan edilen bu yasak için neden marketlere fırladık. Üstüne üstlük hiçbir önlem almadık. Yani attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değdi mi? İşin en ilginç yanı da marketlerden en çok içki ve çerez satışı yapılmış. Keşke süt ve çocuk bezi için çıksaydık... Ağlanacak halimiz var inanın... Biz bu salgın ile başedeceksek kurallar mutlaka uyalım. Şu maske karmaşası da biter inşallah, herkes sosyal mesafeyi korur ve maske takarak, dezenfektan işine önem vererek kısa sürede işin hakkından geliriz. Tabi kısa süre dedim, ancak işin uzmanları bu salgının biraz süreceği konusunda insanları uyarıyorlar. Bu günden yarına sonlanmaz diyorlar. Yani tedbirler kalıcı, önlemler uzun vadeli olmalı. Yasak 30 büyük şehir ve Zonguldak ilinde uygulandı. Yaklaşık 63 milyon insan bu yasaktan nasibini aldı. Kalan 20 milyon yaşamına normal devam etti. Doğruluğu-yanlışlığı gelecekte uzun uzadıya tartışılır. Elde edilecek başarılar ya da aksaklıklar değerlendirilir. Şu an için ümidimiz daha az kayıp vermek ve zamanı daha da kısaltmak üzerinedir. Okullar büyük olasılıkla açılamayacak... Televizyon ve internet üzerinden devam edecek gibi görünüyor. Bu durumu kayıp hanesine yazıp gelecekte en uygun şekliyle telafi edilebilecek önlemleri almak zorundayız. Zira uzaktan eğitimin çok başarılı olduğunu düşünemi-yorum. İlk günlerdeki cazibesi de kalktı ve artık izlenme-takip etme oranı da beklenenin altında kaldı diye değerlendiriyorum. Zaman zaman yapılan teknik hatalar da, idam sahneleri de işin ciddiyetine zarar verdi. Sabırla koruk helva olur derdi atalarımız. Elimizde kalan en büyük avantaj SABIR. Neredeyse 20-25 gündür içerdeyiz. Biz içerde kalmaya devam edelim, yeter ki sonuca ulaşılsın. Ne kadar süreceğini tahmin edemediğimiz bu süreci daha kısaya dönüştürmek için KARANTİNA’ya devam diyorum. Bu süreci görünmeyen bu düşmana karşı görünen tedbirler ile birlikte aşalım. Bu yazımızda da SAĞLIK ORDUSUNA yine teşekkürlerimizi yineleyelim... Sağ olasınız. Alkışlar kesilse de sizi yürekten kutluyoruz. Elindeki bir parça simiti insanlarla paylaşanlar başta olmak üzere tüm güvenlik güçlerimize de minnettarlığımızı ifade edelim. Belediyelerimize de, kapı kapı dolaşarak ekmek-ilaç ileten zabıtalarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Elbette bizi yönetenlere de minnettarlığımızı, teşekkürle-rimizi iletiyoruz. Son olarak... Haydi güzel insan. KURALLARA UY-MASKENİ TAK-SOSYAL MESAFEYİ KORU, EVDE KAL ve sağlıklı ol...
Ekleme Tarihi: 15 Nisan 2020 - Çarşamba

GÖRÜNMEYEN DÜŞMANA, GÖRÜNEN TEDBİRLER ALALIM

Uzun yıllar sonra yine bir “sokağa çıkma yasağı” uygulamasına şahit olduk. Bana göre karar doğru, şekil ve yöntem hatalı oldu. İnsanlık olarak karşı karşıya kaldığımız bu felaketten kurtulmak için çeşitli yöntemler deneyip çare arıyoruz...
Gerçi tam anlamıyla sonuca ulaşamadık ama alınan karar ile belki ileride uygulanabilecek yasaklar için zemin hazırladık, tecrübe edindik. Bir çok bilimadamı ve bu işin uzmanları bu yasağı daha önceden yapalım diye öngörülerde bulunurken, yetkililer bu duruma biraz geç ulaştılar. Ancak iki günlük bu uygulama yetmez...
Bu durumu önceki yazılarımızda üstüne basa basa yazmış, duyurmuştum... Gerçekten bu işin şakası yok. İlk önlemler arasında 65 yaş üzeri insanlarımızın dışarı çıkmaları kısıtlandı. Biz de kendimizi attık içeriye. Diğer kesim bize atıfta bulundular... Bazıları dalga geçtiler. Bunun üzerine çeşitli spekülasyonlar yapıldı.
Ama görüldü ki bu meret yaşlı genç, kadın erkek dinlemiyor. Topyekün bir saldırı ile tüm insanlığı tehdit ediyor. Elbette savaşımız da topyekün olmalı. Hiç kimse kendini soyutlamasın.
Sokağa çıkma yasağı daha erken yapılabilir miydi. Süresi ne kadar olmalıydı. Kısacası bu savaşta daha sert önlemler de alınabilirdi. Ancak gerek bilim kurulumuz ve gerekse ilgili bakanlar ülkemizi gün be gün izleyip vakaların seyrine göre yeni tedbirlere ve önlemler başvurabiliyorlar. Burada en dikkat çeken konu halkımızın bu tedbirlere uymaması. Yapılan tüm yayınlara ve ikazlara rağmen hala EFE’lik yapanların bulunması alınan tedbirleri daha sert duruma getirebilecektir. Hemen hemen her kesim eleştirdi. Cuma gecesi istenmeyen fotoğraflar oluştu. Rakamlar doğruysa 250 bin kişi marketlere akın etti. Kargaşa yaşandı. Yöntem daha farklı olabilirdi. Süre de daha uzun tutulabilirdi.
Elbette bunlar bizim düşündüklerimiz. Ama madalyonun bir de öteki yüzüne bakmak gerek. Bu yasakla, hayat duracak, üretim azalacak, geleceğimiz belki daha karanlık bir hale gelecek. Çiftçimiz, fabrikalarımız üretemez ise önümüzdeki yazı daha zor geçirebiliriz. Sonuçları daha ağır olabilir. Her şeyi günlük düşünmek yeterli olmaz, geleceği de dikkate almamız gerekir. Şunu da sormak isterim... Bizler TÜRK insanı olarak geçmişten aldığımız eğitimle, örf ve adetlerimiz ile genelde tedbirli insanlarız. Kış gelmeden salçamızı, tarhanamızı, bulgurumuzu, unumuzu hazır eder kışı bekleriz. Pazar kültürümüz ile neredeyse bir haftalık sebze ve meyvemizi alırız. Çayımız-şekerimiz en az bir haftayı idare eder. O halde iki gün için ilan edilen bu yasak için neden marketlere fırladık. Üstüne üstlük hiçbir önlem almadık. Yani attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değdi mi? İşin en ilginç yanı da marketlerden en çok içki ve çerez satışı yapılmış. Keşke süt ve çocuk bezi için çıksaydık... Ağlanacak halimiz var inanın...
Biz bu salgın ile başedeceksek kurallar mutlaka uyalım. Şu maske karmaşası da biter inşallah, herkes sosyal mesafeyi korur ve maske takarak, dezenfektan işine önem vererek kısa sürede işin hakkından geliriz. Tabi kısa süre dedim, ancak işin uzmanları bu salgının biraz süreceği konusunda insanları uyarıyorlar. Bu günden yarına sonlanmaz diyorlar. Yani tedbirler kalıcı, önlemler uzun vadeli olmalı.
Yasak 30 büyük şehir ve Zonguldak ilinde uygulandı. Yaklaşık 63 milyon insan bu yasaktan nasibini aldı. Kalan 20 milyon yaşamına normal devam etti. Doğruluğu-yanlışlığı gelecekte uzun uzadıya tartışılır. Elde edilecek başarılar ya da aksaklıklar değerlendirilir. Şu an için ümidimiz daha az kayıp vermek ve zamanı daha da kısaltmak üzerinedir.
Okullar büyük olasılıkla açılamayacak... Televizyon ve internet üzerinden devam edecek gibi görünüyor. Bu durumu kayıp hanesine yazıp gelecekte en uygun şekliyle telafi edilebilecek önlemleri almak zorundayız. Zira uzaktan eğitimin çok başarılı olduğunu düşünemi-yorum. İlk günlerdeki cazibesi de kalktı ve artık izlenme-takip etme oranı da beklenenin altında kaldı diye değerlendiriyorum. Zaman zaman yapılan teknik hatalar da, idam sahneleri de işin ciddiyetine zarar verdi.
Sabırla koruk helva olur derdi atalarımız. Elimizde kalan en büyük avantaj SABIR. Neredeyse 20-25 gündür içerdeyiz. Biz içerde kalmaya devam edelim, yeter ki sonuca ulaşılsın. Ne kadar süreceğini tahmin edemediğimiz bu süreci daha kısaya dönüştürmek için KARANTİNA’ya devam diyorum. Bu süreci görünmeyen bu düşmana karşı görünen tedbirler ile birlikte aşalım.
Bu yazımızda da SAĞLIK ORDUSUNA yine teşekkürlerimizi yineleyelim... Sağ olasınız. Alkışlar kesilse de sizi yürekten kutluyoruz. Elindeki bir parça simiti insanlarla paylaşanlar başta olmak üzere tüm güvenlik güçlerimize de minnettarlığımızı ifade edelim. Belediyelerimize de, kapı kapı dolaşarak ekmek-ilaç ileten zabıtalarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Elbette bizi yönetenlere de minnettarlığımızı, teşekkürle-rimizi iletiyoruz.
Son olarak... Haydi güzel insan. KURALLARA UY-MASKENİ TAK-SOSYAL MESAFEYİ KORU, EVDE KAL ve sağlıklı ol...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.