Türk halkı olarak alem milletiz biz. Nerde kural; biz yokuz. Nerde yasak; uymayanların, karşı çıkanların en başındayız. İyi de nereye kadar?...
Sokağa çıkma yasağı bir tık daha genişletildi. Bir çok çevre gibi ben de çok zaruri haller dışında kimsenin çıkmamasından yanayım. Hep birlikte olsun ki, şu işi en kısa sürede, en kesin şekliyle bitirelim gitsin... Ama olmuyor, büyüklerimiz böyle uygun görmüş, napalım...
İyi, güzel büyük bir bölümümüz evlerdeyiz. Zorunlu kılınmasa da 65 yaşın üstü, 20 yaşın altındakilerin arasında kalan kesimin çoğu kendini sokaklara atmıyor. Ancak böyle durumlara alışık olmayan insanlar evinde doğru düzgün duramıyor. Elinde telefon sosyal medyada klevyeşörlük yapıyor...
Adam doğru düzgün yazı yazmasını bilmiyor, neyin eğri, neyin doğru olduğunu değerlendiremiyor, kafası dürüstlükten, adaletten yana nato kafa... Almış eline telefonu önüne gelene hakaret, iftira, küfür içeren paylaşımlar yapıyor...
Hangi akla hizmet, hangi partiye yalakalık, hangi fikre yalakalık...
Kardeş! bir kişi ya da kuruluş hakkında iftiraya varan saldırılar yapacağına biraz saksıyı çalıştır, “ben ne yapıyorum” diye. Yoksa her önüne gelen üç kuruşluk menfaat için 5 kuruşluk yalakalık yaparsa bu işin sonuna ulaşılmaz.
Bak tekrar ediyorum; bu günlerin yarınları var. Kendini kibirin ve cahilliğin çemberine sokma!...
Bugün hevesle, neşeyle, sırıtarak çıktığın merdivenlerin bittiği zirvenin öbür yanında iniş merdivenleri var! Oradan inerken bu bencilliğini inan yüzüne vuracaklar, asla UNUTMA!...
Onun için bugün çevrene, arkadaşlarına, dostlarına adam gibi davran ki, adam desinler. Yoksa elinde geçirdiğin siyasi gücün şımarıklığına kapılma, ÜZÜLÜRSÜN, AĞLARSIN, YALNIZ KALIRSIN...
ÖLENLERİMİZE SAYGI
+
Bu günler zor günler. Elbette geçecek, elbette bitecek. Bu gün candan sarılamadığımıza, sevdiklerimizi gönülden öpemediğimize bakma, yarın hepsi tekrar yapılacak.
Salgın hastalık sebebiyle aralarımız maalesef mesafeli. Ama bunu yanlış düşüncelerle kullanmayalım.
Dostlarımız, sevdiklerimiz bazen hastalıktan, bazen virüsten yaşamını yitiriyor. Olabilir hayat bu! Kader diyelim, ecel diyelim. Ancak bilmeden, düşünmeden her ölen dostumuzu koronadan öldü diye yaygara yapmanın alemi nedir? Diyelim ki koronadan öldü, ne değişir.
Bir zamanlar AIDS’ten ölenlere “farklı” şekilde baktığımız gibi bakmaktan vazgeçelim. Bu, herkesin başına gelebilecek üzücü bir durum...