Adımızda “yeşil” olsa da rengimiz kırmızı, aslımız Türk, kurucumuz ATATÜRK... Rengimizi onurlu al bayrağımızdan almışız. Asaletimiz Oğuz boylarına uzanır.
.
İlk olarak bunların böyle bilinmesini isteriz. Zira ilk adımları 1919'da Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla başlayan bu Türkiye Cumhuriyeti’nin, Atatürk’ün çocuklarıyız biz.
.
Bugün Cumhuriyet Bayramı. Genç Cumhuriyetin 96. yılını kutluyoruz onurla, gururla... Gönül isterdi ki bu kutlamalara engeller olmasın, fesatlıklar karışmasın, art niyet gölgelemesin. Ama içimizdeki hainler, düşmanlar yıllar geçse de, asırlar geçse de boş durmuyorlar, durmayacaklar. Bir şekilde bunları engellemeye, gölgelemeye çalışacaklardır.
.
Olsun, biz dimdik ve kararlı bir şekilde Atamızın yolundan yürümeye, Cumhuriyetin faziletine inanmaya ve Cumhuriyetimizin kuruluş bayramını coşkuyla kutlamaya devam etmeliyiz. Çünkü varlığımızı ve bugünlere gelmemizi Atatürk’e ve Cumhuriyete borçlu olduğumuzu inkar edecek kadar gaflet içinde değiliz.
Bu ülkede ne yazık ki Atatürk’e yapılmadık saldırı bırakılmadı. Atamıza ağıza alınmadık iftiralar, pislikler atıldı. Bu ülkede “Keşke Yunan galip gelseydi” diyenlere bir tek ses çıkarılmadı.
.
Ne fark eder ki bu devirde “Cumhuriyet Bayramı kutlamaları güvenlik sebebiyle iptal edilmiştir” diyen devlet erkanı türese. Ne fark eder ki, duvarlardan resimlerini, meydanlardan heykellerini kaldırsalar da, bir gün gelecek, dün olduğu gibi sıkışınca, çaresiz kalınca Cumhuriyet’e sığınacaklar.
.
Çünkü CUMHURİYET herkes içindir...
.
1919'da başlayıp 1928'e kadar süren çalışma aşamasından sonra kurulan CUMHURİYET, yakılan özgürlük ve demokrasi meşalesi her türlü söndürme girişimlerine rağmen ebediyen yanacaktır. Çünkü Atatürk ve Cumhuriyet sevgisi içimizde yaşamaktadır.
.
Bakınız birkaç yıl önce yaşadığımız 15 Temmuz olayında bile tek sıkıntı Atatürk’ün çizgisinden çıkılması olmuştur. Bir şekilde “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar, meczuplar memleketi olamaz. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” demesine rağmen cemaatlere büyük avantajlar sağlanmış, yaptıkları olumsuzluklar görmezden gelinmiştir.
.
Sonuç ise devleti yıkmaya, kendi doğrultularında yönetim şekline müdahaleye kadar cürret edebilmişlerdir. Bu olumsuzluklardan bile Atatürk’ün düşünce felsefesiyle, onun yolundaki vatansever insanların sayesinde atlatılmıştır.
.
Son söz olarak bilinmelidir ki, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet herkese aynı hakları tanıyan, herkesi eşit gören ahlakını İslamiyetten, çizgisini özgürlük ve demokrasi aşkından alan, fikirlerini bizzat Ata’mızın düşüncelerinden alan en güzel yönetim biçimidir. Bunun aksini iddia etmek ve hareket etmek yobazlıktır, düşmanlıktır.
.
En güzel hürriyet, Cumhuriyet...
.
Bayramınız kutlu olsun...