Ülkemiz mübalasız 35 yıldır TERÖR belasının içinde bulunmakta ve hiç ara vermeden mücadelesini sürdürmektedir. Bu uğurda bir çok can vermiş, kan dökmüşüz. İşin en başında söylemeliyim ki, bu konuyu asla siyasete karıştırmamak ve bunun üzerinden siyasi RANT peşinde koşmamak gerekir. Her kim olursa olsun bunu yok etmek adına elden gelenlerin tümü yapılmalı ve sonuç alınmalıdır. Yıllardır ilk tercihimiz ne ekmek ne sudur. İllaki terör bitsin kan akmasın ve artık işimize bakalım.
Geçmiş günlerde yapılanlardan kalıcı sonuç alınamadı. Her şey denendi mi denenmedi mi bilemem. Ama bildiğim bir şey varsa o da şudur; “Devletler asla TERÖR örgütlerine boyun eğmezler”. Yapılanlar yeterli olmayınca bu kez de ne pahasına olursa olsun “BARIŞ PINARI” harekatı başladı. 9 Ekim’de. Terörün baş besleyicisi ABD tehdit üstüne tehdit savurdu. Yakarım, yıkarım, mahvederim. Ekonominizi allak bullak ederim. Falan da filan da.
Tarih boyu tehditlere boyun eğmemiş, haklı davasını sonuna kadar savunmuş olan ülkemiz bu kez de tehditleri hiçe sayarak işe başlamıştır.
Kahraman ordumuz, planlanan şekliyle komşudaki terör yuvalarını delik deşik ederek yoluna emin adımlarla ilerlemiştir. Dünyanın her köşesinden çıkan çatlak seslere kulak asmadan yapılması gerekeni yapmak ve istenilen sonuca ulaşmak için ve en doğrusu BARIŞ’a ulaşmak için, kan dökülmesini engellemek için MEHMETÇİK görev başındadır. Bunun öncesinde binlerce TIR silah yardımı yaptıkları, destekledikleri terör örgütleri sıkışınca hemen heyetler göndermişler ve görüşme talebinde bulunmuşlardır. Yaptıklarından pişman olmayan ve kararlılıkla yoluna devam eden ordumuz yapılan görüşmelerde aktivitesini durdurmuş ve 120 saatlik bir çekilme opsiyonu tanıyarak beklemeye geçmiştir. Bu süre sonunda gereken yapılmadığında sonuç alınıncaya kadar kararlı bir şekilde devam edileceğinin üstüne basarak deklere etmiştir.
Burada yapılanlar ne bir zafer, ne bir edinim değildir, GEREKENDİR. Yani gereken yapılmış, ülke olarak topyekün desteklediğimiz bu harekatın başarılı ve kalıcı olması en büyük dileğimizdir. Bundan sonrasını titizlikle takip ederek son silah susuncaya kadar tedbiri elden bırakmamamız gerekir..
Tabi bu süreç hemen yarın bitecek değildir. En iyimser şekliyle fazılların yerine oturması Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması, mültecilerin yeniden ülkelerine dönmesi neredeyse bir 15-20 yıl kadar sürecek uzun bir süreçtir. Bu günden yarına bitiverecek ve netice alınması o kadar kolay bir olay değildir. Planlanan 440 km. uzunluğunda ve 32 km. enindeki “GÜVENLİ BÖLGE” olarak adlandırılan alanda oluşacak yeni yerleşim yerlerine ülkemizde bulunan 4 milyona yakın mültecinin yaşam alanları oluşturulacak ve burada sakin ve güvenli bir yaşam ortamı oluşturularak rahata kavuşulacaktır. Uzun vadeli bu çalışmada sadece biz değil bu işe omuz verecek tüm ülkelerden de katkı sağlanacaktır. Her ne kadar ülkemize gelen mültecilere yardım ederiz deyipte yardımda bulunmadılar ise de, bundan sonra söz veripte sözünde durmayanlar için daha etkili çalışmalar yapılması gündemdedir. Her haliyle mültecilerden korktukları-çekindikleri apaçık belli olan bu devletlere yapılacaklar hemen hemen bellidir. Biz şu kadar yıl hıfzettik, buyurun biraz da siz bakın deyip açıvereceksin kapıları, işte o zaman nasıl cıvık cıvık ettikleri belli olacak.
Başta da belirttiğim gibi bu işin sonlanması elbette seneler alacaktır. Ama şu gerçekte göz ardı edilmemelidir. Biz yıllardır çektiğimiz bu terör belasından artık kurtulmak ve bu konuyu bir daha açmamak istiyoruz. Teröre büyük paralar harcadık ve belki de ekonomimizi bu uğurda geri bıraktık ama olsun.. Parayı yine kazanırız ama giden canları geri getiremiyoruz. Bu durum bizim için, diğer ülkeler için ve en önemlisi insanlık için büyük kazanımdır. ATATÜRK’ün dediği gibi Yurtta BARIŞ dünyada BARIŞ bizler için çok çook önemlidir. Bu uğurda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.
Mülteciler tamamen gider mi-gitmez mi tartışmaları da hemen gündemdeki yerini aldı. Önce kan durmalı ve sonrasında neler yapılabileceği tüm taraflarca tartışılarak ve doğru biçimde sonuca ulaştırılmalıdır. Unutmayalım ki her taş yerinde ağırdır.. Bülbülü altın kafese koymuşlar Ah VATANIM demiş. Bakalım bu bülbüller ne diyecek.
Birkaç cümle de ASKER SELAMINA söyleyelim. Bildiğiniz gibi 9 Ekim’deki hareket sonrası milli maçımız vardı. Gerek maç içinde ve gerekse diğer maçlar sonunda sporcularımız atılan gol sonrası kahraman MEHMETÇİĞİMİZE selam ile göndermede bulundular. Ama bu durum birilerini rahatsız etmiş olmalı ki, hemen soruşturma başlattılar. Onlar yaparsa mübah biz yaparsak günah. Yuh bee!..
SELAM OLSUN MEHMETÇİĞİMİZE, SELAM OLSUN…