Ülkemizde artan araç sayısına karşılık gerekli altyapı yapılıyor bilemiyoruz. Aslına bakılırsa iktidarın övündüğü gibi yollar da gayet iyi duruma geldi. Ama kazalar da bir türlü bitmek bilmiyor. Henüz geçirdiğimiz Kurban bayramının bilançosu hiç iç açıcı değil. Bayram süresince 5 günde yüzlerce kaza meydana geldi. Bu kazalarda 52 kişi yaşamını yitirirken 427 kişi de yaralandı. Kazaların yol açtığı maddi boyut ise telaffuz edilebilecek rakamlarda değil. Yolların büyük bir bölümü neredeyse otoban denilecek özellikte. Çoğu bölünmüş yol. Yani, eskiden geliş gidiş olan yollarda sabırsızlıktan doğan hatalı sollamalardan meydana gelen kazalarda çok canlar yanıyordu. Facia denilecek kazalar meydana geliyordu. Artık bu olumsuzluklar yok. İnsanlar hesapta daha bilinçli. Araçlar hesapta daha güvenli. Ama kazalarda eksilme yok! Neden diye merak ediyorsunuz, altından bencil, acemi, bilinçsiz, saygısız, kurallara uymayan, koltuğunun kenarında jokey sopası taşıyan tahammülsüz sürücüler çıkıyor. Madem kazalar son bulmayacaktı neden onca yatırımlar yapıldı, neden milyarlar harcanıp yeni yollar düzenlendi. Madem kurallara uymayacaktın, ehliyet alırken neden riyakar davrandın... Ehliyet alırken kuzu gibi davranıp kurallara uyarak araç kullanıyorsun, sonra yollar benim diyerek aslan kesiliyorsun. Bu kural tanımazlığın nice canlar yakabiliyor. Ama bir gün bu durum sana da ağıra malolabilir, bunu asla unutma!... Bayramda çoğumuz çeşitli yerlere seyahat ettik. Aracımızda giderken yaşadığımız bayram mutluluğunu trafik kargaşası gölgeledi. Zira keyifli bir yolculuk, duyarsız sürücülerin yüzünden gerilim filmlerine döndü.  Vatandaş karınca gibi yoğun trafikte yaslanmış arkasına, arkasında metrelerce konvoy var, hızını 60-70 arasına sabitlemiş, aklı sıra keyif çıkarıyor. Trafik ışıklarına geliyor, önündeki aracın 10 metre arkasında duruyor, ışıklar yanıyor, içerde muhabbete koyulmuş, arkasındakileri hiç mi hiç düşünmüyor. Adam, oturmuş sürücü koltuğuna, elinde telefon, önü arkası araç dolu, aheste aheste yol alıyor. Aniden duruyor, birden yürüyor, arkasındakiler umurunda değil. Sağa dönüyor, sola dönüyor sinyal yok, dikkat yok, aynalardan kontrol yok. Ama arkasına dizilen araçlar sinirden kuduruyor. Ve insanlar yoğun, bayram trafiği ortamından kopmuş, gidiyor... Bir de sol şerit lüzumsuzları var. Sanki sol şeridin tapusunu almış, hızı da düşük ama asla kenara geçmiyor. Arkadan sinyal, sellektör, korna, hiiiçç umurunda değil. Yani gerçekten acil bir işiniz ya da hastanız olsa yandınız. Ya da adamı durdurup sormak istiyorsunuz, neden sol şeritten seyrediyorsun diye. Al sana belaaaa... Sol şeritler meşgul edilmez, sol şeritten seyredilmez. Sol şerit sollamak için kullanılır, sollarsın ve tekrar sağa geçer orda seyredersin. Ama insanımız bencil, insanımız düşüncesiz. Dediğim gibi anlayış, hoşgörü yok. Gerilim ve gerginlik var. Dini bayramlarda herşeyden önemlisi kavga, dövüş, gürültü tek kaçtığımız şey!... Oysa bizim dinimiz bile hoşgörü dini değil mi?