Çağdaş bir toplum olmak için daha çoookk tekne ekmek yememiz gerektiğini hep söyleriz. Elbette hepimiz biliyoruz bunu. Ancak çok küçük bir kesim de inat eden, direnen büyük çoğunluğa karşı, “gelin bir an önce temiz, güzel, ahlaklı, hak yemeyen, kul hakkını gözetelim, karşımızdakine SEVGİ, SAYGI, ANLAYIŞ gösterelim” diye çırpınıp durmaktadır.
Bizler; yaşadığımız yerin daha yemiz, daha güzel, huzurlu ve gerçekten yaşanılası bir yer olması için çaba sarf ediyoruz. Bu yüzden o güzellikleri arzulayan küçücük kesimi sonuna kadar gönülden destekliyoruz.
Toplumu güzel yönetmek, güzelliklere taşımak güzel olmaz mı? İnsanların bazı kurallara uyarak huzurlu yaşaması, iyi bir yaşam sürmesi kötü mü olur? Elbette olmaz. Yaşamın tadı gelir, insan çevresindekilerle diyalogdan, birlikte yaşamaktan zevk alır.
İşin aslına bakarsak öncelikle bu huzur, barış ve güzel yaşam müslümanlarda, İslam ülkelerinde olmalı. Zira bizim dinimizin emri budur. Ama nedense savaş, olum, huzursuzluk ve kargaşa çoğunlukla müslüman toplumlarda barınıyor, hüküm sürüyor.
Çünkü sırf kendi saltanatları için toplumun okumasını, eğitim düzeyinin yükselmesine isteyen ama "Müslümanım" diyen bir zihniyet yönetiyor bunları. Yani kendi hakimiyetini sürdürmek için toplumun geri kalmasını, çağdaşlaşmasını istemeyen bir zihniyettir bu!...
Huzurlu, refah ülkelere bakıyorsunuz ki, ağırlığı Avrupa ülkeleri, insan hakları, özgürlükler zirvede. Mesela en mutlu ülkelerden Lüksemburg, Belçika vatandaşları birbirlerinin haklarına son derece saygı gösteren, kibar, nazik ve en önemlisi okumuş, kültürlü insanlar... Aynı zamanlarda eğitimleri de çağdaş insan odaklı.
Avrupa özentisi diye yaygara çıkaranlara şunu söylemek lazım. Onların müslümanların yapması gereken güzellikleri ilke edindiğini biliyor musunuz? Bizler bu güzellikleri yaşayamıyor ve yaşatamıyorsak onlardan güzel olan sistemlerini almalıyız.
Böyle olmalı bizde de... İnsanlar her şeyden önce saygı göstermeyi öğrenmeliler ki saygı göstersinler. Bu yüzden de diyorum ki, bu Köy Enstitülerini kapatanlar, yok edenler cennet yüzü görmediler, ettiklerini çeksinler...