İnsanoğlu kendisine verilen ve “yaşam” denilen kısa sınav süresini onuruyla, gururuyla tamamlamak için çalışır. Bu süreyi gerçek anlamda iyi kullanmak gerçekten çok önemlidir. Zira etrafta dönüp dolaşan şeytan, bu işe her zaman çomak sokmaktadır. Kişiye göre herkesten önce insan kendisini dürüst görür. Zira dürüstlük toplumumuzda en üstün meziyetlerden birisidir. Ne mutlu ki gerçekten çalmadan, çırpmadan, hak yemeden, kalp kırmadan bu sınavı geçenlere... Çoğu insana göre yaşamda herkesin dürüst olması prensip olarak görülse de bazı meslekler bunun en başında gelir. Örneğin öğretmenlik! Bir öğretmen herkesten çok daha fazla dürüst olmalıdır. Çünkü bir toplumun geleceğini, yarınlarını hazırlar. Öğrenciye vereceği bilgiyi eksiksiz ve zamanı çalmadan vermelidir. Siyasetçidir dürüst olması gereken maalesef. Son kelime ne yazık ki böyle olmadığının göstergesidir. Sen yaptığın bir işte karşıdaki tek kişiden sorumlusundur. İşini iyi yaparsan tek kişi över, dürüst olmazsan yine tek kişi söver. Ancak siyasetçi onbinlerin, yüzbinlerin vebalini üstlenir. Dürüst olmalı, hak yememeli, haksızlık etmemelidir. Ve en dürüst olması gereken din adamıdır. Kul ile yaradan arasında elçi olduğu içindir bu!..