Orhan ERDOĞAN
Köşe Yazarı
Orhan ERDOĞAN
 

KANIM DONDU

Sosyal medyadan önüme bir video düştü. İzlemeye başladığım anda tüylerim ürperdi. Bu nedir ya! Bu kadar mı kendimizden geçtik biz, değerlerimizden uzaklaştık. Bu kadar mı ahlâksız bir topluma doğru hızla ilerliyoruz, bu kadar mı utanma duygusunu yerlerde sürünür hale getirdik, bu kadar mı yüzü kızarmadan etik kurallarını hiçe saymak normal hale geldi. Dini ve kültürel değerleri hiçe sayan bir güruh meydana geliyor, getiriliyor. Türkiye’de ahlâkın çivisi çıkmış, rezalet diz boyu, o kadar iğrenç işler yaşanıyor ki izlerken insan utanıyor. Bir televizyon kanalında ahlâksızlığın reklamı yapılıyor. Damadı kaynanasını hamile bırakıyor ve kaynanasını kaçıracağım diyor. Sunucu bu yapılanların ahlâksızlık olduğunu söyleyince hiç bir şey olmamış gibi pişmiş kelle gibi sırıtarak "ne olmuş, bu normal" diyebilecek kadar yüzsüzce cevap veriyor. Artık söyleyecek bir söz bulamıyorum. Bir de utanmadan, yüzü kızarmadan televizyona çıkıyor, çıkarılıyor. Milyonların karşısında “ne var bunda!” diyecek kadar yüzsüzlüğün zirvesine çıkıyorlar. Eskiden münferit olan böyle olaylar kıyıda köşede kalıyordu, toplumun fazla haberi olmuyordu. Böyle ahlâksızlık yapanlar zaten bulunduğu o ortamda yaşayamayacaklarını bildikleri için başka yerlere gidiyorlardı. Bu günlerde böyle ahlâksız, reziller televizyonlara çıkarıldığında toplumun içindeki o azınlıkta olan çürükleri cesaretlendiriyor. Zamanla bu toplumumuz çürümeye, etik kurallardan uzaklaşmaya, seviyesiz bireyler giderek çoğalmaya başlıyor. Çok sık duyduğumuz şu misal; “Bir ağacın dalını kesersen yeni dallar daha gür çıkar, bir ağacın kabuğunu soyarsanız zamanla yeni kabuklar oluşur, o ağaca zarar veremezsiniz. O ağacı kesmeden olduğu yerde kurutmak istiyorsanız, ağacın özüne bir ağaç kurdu musallat ederseniz, özünü bitiren kurdun sayesinde o ağaç olduğu yerde kurur, kesmeden ağacı kurutmuş olursunuz. Bir topluluğu, bir milleti yok etmek içinde, topla tüfekle yenemezsiniz, ahlak kurallarını, dinini, örf ve adetlerini, geleneklerini, o toplumu ayakta tutan benliğini dejenere edersiniz, işte o zaman o millet en ufak bir esinti de sallanır ve yok olur gider”... Modernlik, çağdaşlık, Avrupalılaşma adına yapılan böyle yayınlar binlerce yıllık gelenekleri, kimliği olan bir toplumu çürütüyor. Sizin özendiğiniz Almanya'daki medya, +18 yayınlarını gece yarısından sonra, sabah altı arasında yayınlıyorlar. Bizde ne oluyor, sabah programları; adı aile programları yediden yetmiş yediye, herkesin ayakta olduğu gündüz saatlerinde veriliyor. Neredeyse hiç bir etik kuralları tanımayan yayınları görmek mümkün. Bir atasözümüz "üzüm üzüme baka baka kararır" der. Bu çirkinlikler milyonların önünde olmamalı. Evet; eğer kontrol olmazsa, bu başı boşluk devam ederse vay bu milletin haline. Artık böyle kuralsız, başıboşluğa bir dur demeli, reyting uğruna yapılan bu rezalet yayınlara bir otokontrol getirilmeli. Binlerce yıllık gelenekleri, örf adetleri, kültürü olan bu millet daha fazla dejenere edilmemeli. Mutluluk yollarını kapatıp, mutsuzluktan medet umarak, huzurlu bir toplum yaratamayız. Sevgiyi saygıyı bırakıp, şiddeti, kötülüğü sahiplenirsek, üzerimizde kara bulutlar hiç eksik olmaz. Kendi öz değerlerimize, kültürümüze geleneklerimize sahip çıkmazsak, yok olmaya mahkûm oluruz. . Orhan Erdoğan
Ekleme Tarihi: 18 April 2025 - Friday

KANIM DONDU

Sosyal medyadan önüme bir video düştü. İzlemeye başladığım anda tüylerim ürperdi. Bu nedir ya! Bu kadar mı kendimizden geçtik biz, değerlerimizden uzaklaştık. Bu kadar mı ahlâksız bir topluma doğru hızla ilerliyoruz, bu kadar mı utanma duygusunu yerlerde sürünür hale getirdik, bu kadar mı yüzü kızarmadan etik kurallarını hiçe saymak normal hale geldi.
Dini ve kültürel değerleri hiçe sayan bir güruh meydana geliyor, getiriliyor. Türkiye’de ahlâkın çivisi çıkmış, rezalet diz boyu, o kadar iğrenç işler yaşanıyor ki izlerken insan utanıyor.
Bir televizyon kanalında ahlâksızlığın reklamı yapılıyor. Damadı kaynanasını hamile bırakıyor ve kaynanasını kaçıracağım diyor. Sunucu bu yapılanların ahlâksızlık olduğunu söyleyince hiç bir şey olmamış gibi pişmiş kelle gibi sırıtarak "ne olmuş, bu normal" diyebilecek kadar yüzsüzce cevap veriyor. Artık söyleyecek bir söz bulamıyorum.
Bir de utanmadan, yüzü kızarmadan televizyona çıkıyor, çıkarılıyor. Milyonların karşısında “ne var bunda!” diyecek kadar yüzsüzlüğün zirvesine çıkıyorlar. Eskiden münferit olan böyle olaylar kıyıda köşede kalıyordu, toplumun fazla haberi olmuyordu. Böyle ahlâksızlık yapanlar zaten bulunduğu o ortamda yaşayamayacaklarını bildikleri için başka yerlere gidiyorlardı.
Bu günlerde böyle ahlâksız, reziller televizyonlara çıkarıldığında toplumun içindeki o azınlıkta olan çürükleri cesaretlendiriyor. Zamanla bu toplumumuz çürümeye, etik kurallardan uzaklaşmaya, seviyesiz bireyler giderek çoğalmaya başlıyor.
Çok sık duyduğumuz şu misal; “Bir ağacın dalını kesersen yeni dallar daha gür çıkar, bir ağacın kabuğunu soyarsanız zamanla yeni kabuklar oluşur, o ağaca zarar veremezsiniz. O ağacı kesmeden olduğu yerde kurutmak istiyorsanız, ağacın özüne bir ağaç kurdu musallat ederseniz, özünü bitiren kurdun sayesinde o ağaç olduğu yerde kurur, kesmeden ağacı kurutmuş olursunuz.
Bir topluluğu, bir milleti yok etmek içinde, topla tüfekle yenemezsiniz, ahlak kurallarını, dinini, örf ve adetlerini, geleneklerini, o toplumu ayakta tutan benliğini dejenere edersiniz, işte o zaman o millet en ufak bir esinti de sallanır ve yok olur gider”...
Modernlik, çağdaşlık, Avrupalılaşma adına yapılan böyle yayınlar binlerce yıllık gelenekleri, kimliği olan bir toplumu çürütüyor. Sizin özendiğiniz Almanya'daki medya, +18 yayınlarını gece yarısından sonra, sabah altı arasında yayınlıyorlar. Bizde ne oluyor, sabah programları; adı aile programları yediden yetmiş yediye, herkesin ayakta olduğu gündüz saatlerinde veriliyor. Neredeyse hiç bir etik kuralları tanımayan yayınları görmek mümkün.
Bir atasözümüz "üzüm üzüme baka baka kararır" der. Bu çirkinlikler milyonların önünde olmamalı.
Evet; eğer kontrol olmazsa, bu başı boşluk devam ederse vay bu milletin haline. Artık böyle kuralsız, başıboşluğa bir dur demeli, reyting uğruna yapılan bu rezalet yayınlara bir otokontrol getirilmeli. Binlerce yıllık gelenekleri, örf adetleri, kültürü olan bu millet daha fazla dejenere edilmemeli.
Mutluluk yollarını kapatıp, mutsuzluktan medet umarak, huzurlu bir toplum yaratamayız. Sevgiyi saygıyı bırakıp, şiddeti, kötülüğü sahiplenirsek, üzerimizde kara bulutlar hiç eksik olmaz. Kendi öz değerlerimize, kültürümüze geleneklerimize sahip çıkmazsak, yok olmaya mahkûm oluruz.
.
Orhan Erdoğan
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Zehra karaca
(18.04.2025 18:08 - #696)
Kesinlikle Orhan hocam size katılıyorum kaleminize sağlık ilk defa internette okuduğum zaman arkadaşlara karşı çıktım nasıl bir rezalettir bunları yazmayın paylaşmayın.hatta bu gündüz yayınları kapatılsın nerede bu rutük böyle aklaksiliklari değil sanatı paylaşın dedim asla gündüz programları kapatılmalı bizim halkımızı Avrupa'ya özenti değil din adı altında cahil ve ahlaksız bi topluluklari yerleştirdiler suclulur dışarda kol gezerken suçsuz insanlar sanki neden bu kadar temizsin suç işlemiyorsun diye Silivri'de cezaevlerinde hürriyetinden mahrum ediliyor şu anda Avrupalılar bizden daha dindar daha dürüst daha masum kaldılar.bir lokma ekmeğe bir kilo meyveye hasret biraktilar bir gündem ortaya atıyorlar kuşa bak kuşa derken öteki taraftan ne istiyorlarsa yapıyorlar .hocam anlatmakla bitmez bu aklaksizlari en büyük cezayı vermeliler bunlara özenecek olanlara caydırıcı olsun..hayırlı günler diliyorum Orhan hocam Fatma kardeşime çok selamlar.
Orhan Zehra hocam söylenecek çok şey var . Şimdilik bu kadar. Yorumunuz için teşekkür ederim, iyiki varsınız . Selam ve sevgiler bizden
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.