Ülke üç gündür patlayan domuz eti skandalıyla çalkalanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı rutin yaptığı denetleme ve kontrollarda belirlediği gıda maddelerini ve firmalar açıkladı. Bunların içinde akla almayacak bilindik firmaların ürünlerinde gıda tüzüğüne ve insan sağlığına zararlı ürünler kullandıkları belirtildi. Aynı zamanda da bu firmalar ifşa edildi.
Bunların içinde ülke genelinde çok sayıda şubesi olan tanınmış köfteci zinciri bir firmanın ürünlerinde domuz eti kullandığı belirlendi. Ancak bu firmanın ismi açıklanan diğer işletmelerin arasında yer almadı.
Ancak bundan sonrası insanları hem düşündürüyor hem de ayağa kaldırıyor. Bu firmanın isme neden açıklanmadı. Soru bu!..
Bazı kesimler bu bilgiye ulaşarak sosyal medya üzerinden konuyla ilgili bilgiler paylaşıldı ve herkes bu yanlışa tepki gösterdi.
Bakınız, "Bakanlık bir et firması ile ilgili domuz eti tespitinde bulunuyor, fakat firma konuyu yargıya taşıyor. Mahkeme, firma lehine yürütmeyi durdurma kararı aldığı için o firma taklit/tağşiş listesinde yer almamış"
Böyle bir şey nasıl olabilir. Yani koca ülkede arkası güçlü bir firma bir yana, 85 milyon bir yana. Değil mi?...
Beni bu firmanın kim olduğu, hangisi olduğu, kimlere yakın olduğu ilgilendirmiyor. Mesele böyle bir tespit yapılmışsa, adamların insanların sağlığını, dini bakışlarını, kişilik anlayışlarını ve hatta sağlıklarını tehdit eden diğer sakıncalı ürünler ve firmaları açıklanırken bu firma neden açıklanmamış, ismi neden gizlenmiş. Ne amaçla, kimin keyfi için üzeri örtülmeye çalışılmış onu merak ediyor ve onu SORUYORUM.
Bizler ülke olarak, yöneticiler olarak bu ve bu gibi olaylar karşısında kararlı durmazsak, hırsızı savunur duruma gelirsek kimler kimlere güvenecek. Açık ve net söylüyorum ülkemizde hızla artan yanlış gidişat sert önlemler alınmazsa başımıza çok büyük felaketler getirecek. Bugün için ülkemizde onlarca domuz çiftliğinin faaliyet gösterdiği iddia ediliyor ki bir dönem bazı haber programlarında konumunu bile göstermişlerdi. Bu durum neden yasallaşıyor. Ülkemizde domuz etinin haram olduğu yönünde sert ve kararlı açıklamalar yapanlar bu durumu gayet olağan hale getirmeye çalışıyorlar. Bu ne perhiz demek gerekmiyor mu?
Bir arkadaş bu konuyla ilgili ilginç bir saptamada bulundu. Her yerde bu konu ve ismi geçen meşhur köfteci konuşulunca sen yedin, ben yemedin savunmaları yapılmaya başlanmış. Başka bir örnekte ise adam; “bana ne yahu, ben zaten kırmızı eti rüyamda bile zor görüyorum, bu işi zenginler düşünsün” diye esprisel açıklama yapmış.
Ne hallere düştük değil mi?
Şimdi bu konuya bağlantılı olarak başka bir meseleyi HEM DE ÇOK ÖNEMLİ BİR MESELEYİ de konuşup tartmamız gerekiyor.
Türkiye’de taklit ve tağşiş ürünler tartışmaları devam ederken, Sudan’dan ithal edilecek 500 ton at, eşek ve domuz eti için gümrük vergisi muafiyeti getirilmesi iddiası gündemi sarstı.
Peki bu doğru mu?...
Eğer doğruysa vay halimize!..
İnsanların durumunu hiçe sayan bir zihniyet böyle bir karara nasıl imza atar. Gerçekten de arşa ulaşan kırmızı et fiyatlarıına, enflasyona böyle mi çare bulacağız.
Gerçekten vay halimize!...