Bizim gönlümüzde milli bayramların yeri ve duyguları çok önemlidir. Bu günlerde bizlerde gurur ve minnet bir adım önde gider. Başkaları ne derse desin, ne düşünürse düşünsün bizim için gençliğe 19 Mayıs, çocuklara 23 Nisan, ülkemize, devletimize 29 Ekim ve bütün halkımıza 30 Ağustos Atalarımızın en güzel hediyesidir. Bu günler; içten gelen minnet duygularımızı zirveye çıkardığımız, gelecek nesillere aktardığımız ve milletçe andığımız yegane günlerdir.
Bu vesile ile ilk başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bütün silah arkadaşlarına minnet ve şükran duygularımızı iletirken, “Allah gani gani rahmet eylesin” diye dualarımızı gönderiyoruz. Hemen devamında da bütün gazilerimizi, bu vatan için gözünü kırpmadan canını seve seve feda eden bütün şehitlerimizi de dualarımızla yad ediyoruz.
Milli bayramlar gurur kaynağımızdır. Aynı zamanda gelecek nesillerimize aktardığımız tarih sayalarıdır. Bu günlere gelmemize vesile olan ve ölümüne, canımız pahasına mücadele ettiğimiz savaşların gerçek hikayeleridir.
Son yıllarda buralara bahane rahatsızlıklardan katılmayan erkanı umumiye şöyle bir yerde dursun.
Salgın hastalıklardan, şundan bundan çok coşkulu kutlayamadığımız bayramlarımızı ebediyen kutlamak bizim için geçmişe gösterdiğimiz en belirgin bağlılık, şükran göstergesidir. Bunun için bizler var olduğumuz sürece milli bayramlarımızı da, dini bayramlarımızı da gönülden kutlayacağız.
Her nedense geçmişe özentisi olan azınlık bir çevre milli bayramları kutlamamak için ellerinden geldiğince bahaneler öne sürerek içindeki hain düşüncelerini dışlarına vurmaktadır. Hatta bir kısmı bu konuda haddini aşıp bu bayramlara bile tepki gösterme haddisliğini de göster-mektedirler. Oysa bir dostumuzun dediği gibi; "30 Ağustos'u kutlamayanlar cemaatçilerin, tarikatların, kendilerinin diğer günleri nasıl kutlayacaklar". Yani Mustafa Kemal ve silah arkadaşları 26 Ağustos'ta Büyük Taarruz'u başlatıp 30 Ağustos'ta zafere ulaşmasalardı bugün ne durumda olacaktık, Yunan hegemonyasında mı, İngiliz boyunduruğunda mı olacaktık acaba!...
Günümüzde çok eskilere özlem duyarak toplumu bölmeye, ayrıştırmaya çalışanlar yakın geçmişte bu vatanı kurtarak Atalarını görmezden gelerek, bir adım daha ileri giderek hakaretler edenler niyetlerini açık açık belli etmektedirler. Bizler birlik ve beraberlik içerisinde 1071 Malazgirt'ten bu güne kadar bütün geçmişimize saygıyla bakmalıyız, minnetle anmalıyız. 9 Eylül'de denize dökülen atalarına üzülenler ise fikirlerini "keşke Yunan galip gelseydi" diyerek açıkça belli etmeye devam edip dursunlar.
Bu ülke bizim için sadece bir toprak parçasından ziyade yurttur, candır, anadır, vatandır.
1923'lerde gerçekleştirilen büyük atılımlarla, ülkemizin kurulduğu yakın tarihimizde ilmek ilmek işlenerek kurulan genç Cumhuriyetimize, Türkiye Cumhuriyeti'ne ilelebet sahip çıkacağız. Çünkü bizim içimizde Yunandır, Amerikandır, İngilizdir, şeriattır, tarikattır gibi, çakma özentiler yoktur, olmayacaktır. Biz Atamızın kurduğu bu eşsiz cumhuriyette onun gösterdiği çağdaş ve medeniyet yolunda ilerlemeye ve yükselmeye and içtik. İçinde özentisi olanlar gibi vatanımızdan başka gidecek bir yerimiz olmadığı için de vatanımıza sahip çıkmak boynumuzun borcudur.