Değerli okurlarım!.. Bir süre sınırlı bir tatil nedeniyle yazılarımı geçmişte yayınladığım yazılarımdan seçerek sizlere ulaşmaya çalıştım. Bağışlayacağınızı umarak birkaç haftadır yaşanmış olayları yazarak sizlere aktaracağım. Yaşamımızı etkileyen en önemli konuların başında sıcaklar geliyor. Şimdiye kadar pek yaşama-dığımız ama şu günlerde bizi en çok etkileyen sıcaklar. Adı ne olursa olsun 50 dereceye ulaşan sıcaklara oldum olası alışık değildik. Hani derler ya, dilimiz yerlere değecek kadar sarktı adeta. Anadolu’nun bir çok yerinde yağışlar hakim olurken batıda sıcaklar tavan yaptı. Belki katlanırız dedik ama hele bir de aşırı nem olunca ne gündüz rahat ettik ne de gece. Ayıldık bayıldık. Doktorların tavsiye ettiği 2 litre su için uyarılar 3'e 4'e çıktı. Bir de saat başı aldığımız duşlarla varlığımızı korumaya çalıştık. Ve tabiidir ki su kaynakları azaldı yağışların yokluğu nedeniyle. Elbette bu günlerde geçecek. SABIR!.. Sonra TFF’ye geldik. Bir seçim süreci yaşandı ve nihayet nasıl oldu anlayamadık. Büyükekşi tahtı kaybetti. Yeni başkana elbette alışırız. Ama doğruları yaptığı sürece tahammül edebiliriz. Doğrular bizim doğrumuz olmasa da herkesin kabullendikleri olursa sorun olmaz diyebilirim.   *     *     *    * Yeni sezon başlıyor.. İlk kupa da BEŞİKTAŞ’ın oldu. Hayırlısı diyelim tebrikler.   *     *     *    * Geçtiğimiz günlerin en önemli konusu da elbette TARHANA oldu. Uşak’ın çiçeği burnunda belediye başkanı sayın Özkan YALIM adımızı dünya ülkelerine duyurdu. GUINNES rekorlar kitabına 30 tonu aşkın pişirilen tarhana çorbası ile Hollanda’ya ait rekoru kırarak alıverdi. Kimileri aklı “sıra ne gerek var” dedi, kimileri olayı “basit” gördü, “bu kadar sorun varken ne gerek var” dediyse de bu iş onların düşündüğü gibi değildi. Uluslararası arenada UŞAK ismi tarih sayfalarına yazıldı. Ve bundan sonra herkes UŞAK tarhanasına aşık olacak. Evlerde kadınlarımızın yaptığı tarhanalar değer bulacak ve de en fazlası ülke ekonomisine iyi bir katkı sağlayacak. Bu kadar ekonomik sorunlarımız küçük bir katkı sağlayacak. Sağolasınız, emeği geçenlere. Teşekkürler.   *     *     *    * Ve bu sıcaklar arasında tüm hızıyla süren FİLİSTİN Savaşı farklı boyutlara ulaştı. İsrail canavarca saldırılarını sürdürüyor. Bir çok lideri kurduğu tuzaklarla yok etmeye çalışan bu caniler son olarak da İran’da Filistinli bir lideri katletti. Birçok yayın organı tarafından körüklenmeye çalışılan 3. Dünya Savaşı çıktı çıkacak. Sanki matah bir şeymiş gibi gayet safiyane ifadelerle bu savaşın çıkmasını dört gözle bekliyorlar. Ne olacak yani çıkarsa. Olacağı belli, silah tüccarları satışlarını katlayacak; binlerce, milyonlarca can yaşama veda edecek. Her taraf kan ve gözyaşına boğulacak. Bu dünya lideri olduğunu söyleyen bir çok lider bu işten ne umuyorlar. Can kaybından kan kaybından ZEVK mi duyuyorlar acaba. Gelin bırakın bu işleri, dünya insanı kendi hayat gailesi içinde var olma sürecini kendi kendine yaşasın.   *     *     *    * Ülkeler kendi memleketlerindeki seçimlere daha güçlü girebilmek için bol keseden atıyorlar. “Şöyle yaparız böyle yaparız” diye. İç dinamiklere yön veriyorlar. Barış içinde yaşamak kime zarar verir ki. Başınızı iki elinizin arasına alın şöyle uzun uzadıya bir düşünün. BARIŞ, BARIŞ, BARIŞ diye.   *     *     *    * Bu güzel yaz aylarında ekonomi biraz düzelir, sebze meyve bolluğunda enflasyon düşer, azıcık da olsa feraha çıkarız derken bu kez de yaz aylarında pek fazla kullanmadığımız doğalgaza sessiz sedasız ZAM yapılıverdi. Kışın yapsalar belki rakamlar yüksek çıkınca isyan ederiz diye yazın kullanılmadığı bir dönemde yapıverdiler zammı. Enflasyon böyle düşer mi?… Maliye bakanımız küçük şeylerin peşine düşmüş, büyükleri es geçiyormuş. Asıl rakam onlarda. Ufaklardan bir şey çıkmaz büyükleri kurcalayın büyükleri.. Asıl bal onlardadır.   *     *     *    * Bu ekonomik güçlükler, içerisinde bizim sektör de tasarrufa gitmiş. Basın İlan Kurumu bazı şubeleri kapatıp büyük illere taşımış. Belli ki onlarda da sıkıntı var. Peki bizlerde yok mu?. Biz sancı çekmiyor muyuz. Bizi düşünen var mı diye sormak isterim. Küçük bir kasabada 60 yıla yakındır yayın yaparak halkı haberdar etmeye, onların sesini duyurmaya çalışan biz haftalık gazeteleri neden haftada iki güne çıkardınız. Bir düşünün bakalım. Sanırım bu konuyu doğru değerlendirip bizim de, “HAFTALIK” ünvanımızı geri iade edersiniz.   *     *     *    * Hayvan hakları ile ilgili yasa nihayet çıktı. Artık hayvan hakkı mı ya da başka bir şey mi yaşayıp göreceğiz. Sanırım çok acildi ve meclis tatile girmeden yasalaşıverdi. Sahi şu günlerde meclisteki vekil sayısı da tartışmalara konu oluverdi. Sizce 600 çok büyük bir rakam değil mi?.. Farklı düşünceler olabilir mi acaba?.. 300'e düşürsek mi ne dersiniz?..   *     *     *    * Sonuç.. Sorunlar yumak yumak ama kartopu gibi büyüyor. Baş etmemiz gerek. Ben şahsen önce BARIŞ derim..