Haydi bakalım, bilmem kaçıncı zam furyası başladı. Ne ilginçtir ki, yine emeklilere, memurlara yani dar gelirlilere yapılacak mini minnacık artışların sonrasına bırakıldı bu zamlar.
Az değil, azımsanacak değil, baya da okkalı zamlar bunlar. Hatta zamlarla da kalmayacak bu fırtına sevgili bakanımız bütün ekibi ve personeliyle birlikte ekonomik sorunlara dört kolla sarılmış. Çözmeye çalışıyor sorunları. Sıkıntıları gidermeye çalışıyor. Ancak bunları emekçilere gereken maaş artışları yönünde değil de insanların akaryakıt, elektrik, doğalgaz gibi kaçamaksız gider unsurlarına zam yaparak gerçekleştiriyorlar.
Tüm insanların giderlerinde gedik açan akar-yakıtta artışların devam edeceği söyleniyor. Bu durumda ne olacak halimiz. Emeklilerin bir bölümü yüzde 25 zam aldık diye sevinemeden elektriğe yapılan yüzde 38 zam bütün hevesleri kursaklarda bıraktı.
Oooo, başka sürprizler de var. Bu yeni bir torba. Bunlar da yavaş yavaş şekillenecek. Neymiş onlar derseniz yeni vergiler...
Neymiş onlar derseniz yeni vergiler... Yeni dertler... Yani yeni zamlar. Sizin boğazınızdan başlayarak, giyiminizden, uyumanızdan, gezmenizden hatta soluk almanızdan bile vergi almak için uzman kadrolar çalışmalarını aralıksız sürdürüyorlar.
Ne güzel bir memleket, ne ala bir sistem...
Sen kalk ekonomiyi batır, insanları bitir sonrasında da hala nelerden, nasıl vergi alırım diye uğraş. Yazık yahuuu, yazık...
Asgari ücretliler, emekliler, memurlar zam bekliyorlardı. Çoğu avucunu yaladı. Bazı emeklilere yüzde 25 uyutma artışından sanırım kaçamadılar. Kök maaş muhabbetinden emeklilerin bir bölümü zam alamayacaklar. Seçim zamanı (!) kök maaş dikkate alınmadan bağlanan 10 bin lirada kalacaklar. Asgari ücretliler zaten isyanda. Memurlar halâ ağlıyor, halâ ağlıyor.
Soruyorsun; “KAYNAK YOK!” diyorlar. Emeklilere daha iyi oranlarda zam yapacağız ama yeterli kaynak yok.
Duyuyorsun; “MİLLETVEKİLLERİNE 43 BİN LİRA, BAKANIN MAAŞINA 40 BİN LİRA ZAM YAPILDI”... Bu nasıl iş kardeşim, bir bakanın maaşına yapılan artış, bir emeklinin 4 aylık maaşı!...
Nasıl bir anlayış bu!...
Bu kaynağı nereden buldunuz?...
Uşak’ta şehir içi ulaşım ücreti 12 liradan 18 liraya; öğrenci 9 liradan 14 liraya çıkarıldı. Dar gelirlilere yeni külfet. Garibanların yol ettiği hastanelerde bir su 10 lira, tost 100 lira. Bu suyun alış fiyatı 2 lira 25 kuruş. Evet, o arkadaşların da bir sürü masraf, maliyet ve giderleri var. Ancak benim bakış açım sadece DAR GELİRLİLER, EMEKLİLER yönünden olmaktadır. Vatandaşın bir gün hastanede geçirdiği zamanın bir kişiye maliyeti 500-600 liradır. İki-üç kişi hastaneye düşse sadece ekmek su masrafı bin, ikibin liraya tekabül edecek.
Vay halimize yani!...
Tüm insanların giderlerinde gedik açan akaryakıtta artışların devam edeceği söyleniyor. Bu durumda ne olacak halimiz. Emeklilerin bir bölümü yüzde 25 zam aldık diye sevinemeden elektriğe yapılan yüzde 38 zam bütün hevesleri kursaklarda bıraktı.
Her zaman, defalarca, bıkmadan, usanmadan söylediğim gibi yine söylüyorum, yazıyorum. İnsanların çoğu bu iktidara gelir dağılımında adalet sağlayacak diye, ülkedeki vatandaşların maaşlarının arasında uçurum oluşmaması için, bir emeklinin kök maaşı 7 bin lira iken, bir öğretmenin 47 bin, bir imamın 55 bin, asgari ücretlinin ise 17 bin liraya mahkûm edilmesi için desteklendi, oy verildi. Paradan 6 sıfır atmaya gücü, cesareti ve başarılı olanların bu konuya neden duyarsız kaldıklarını da anlamak neden imkansız hale geliyor, çözemiyoruz...