Biz, bütün ülke olarak futbolu seven bir milletiz. Ancak sporun diğer branşlarında olduğu gibi futbolda da bu sevginin karşılığını tam olarak alamıyoruz.
Ben bu konularda en son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim de konu net olarak anlaşılsın. Türk futbolu iyi yönetilmiyor, bunu böyle kabul edelim. TFF ülkemizde futbolu takımlara göre, oyunculara göre, siyasete göre yönetiyor. Bu böyle olduğu sürece de bu konudan çok bir şey beklemek doğru olmaz.
Bilindiği gibi Avrupa Futbol Şampiyonası çok yoğun ilgiyle başladı. Öyle de devam ediyor. Bizim de içinde bulunduğumuz bu şampiyonada ilk maçı biraz da şanla kazanmamız, herkesi ekranlara kilitledi. Ayrıca da havalara soktu. Cumartesi günü Portekiz ile yaptığımız karşılaşma hepimizi üzdü. Bizim oynamadığımız kötü futbola karşı onlar adeta senfoni yaptı. Yani aslında onlar çok süper bir takım değil, biz kötüyüz, bunu kabul etmeliyiz. Bu 3-0'lık sonucun ilk maçtaki galibiyetle hepimizin havalara uçup çok iyi takım olduğumuz yanılgısı olduğunu söyleyebiliriz.
Bir kere kadroda yanlışlıklar olduğu ilk iddialar arasında yer alıyor.
İkincisi Arda'nın neden yedekte bırakıldığı, üçüncüsü kalecinin neden değiştirildiği önemli sorular. Hadi onlara aklımız ermiyor diyelim ama Portekiz takımının oyunculara çok iyi anlatılmadığı bile düşünülüyor. Sizler de görmüşsünüz-dür, Arda girdikten sonra bir kaç güzel pas ile arkadaşlarına gol pozisyonu yaratmaya da çalıştı.
Sonuç, bir gol bile atamadığımız 3-0'lık net bir hüsran. Bu sonuç böyle olmamalıydı bence...
Çok çabuk havalara giren bizler bu gibi durumlarda erken sevinmemeyi, işi baştan çok sıkı tutmayı ve rakibi hafife almamayı öğrenmeliyiz.
..... ...... ......
Bayram öncesi boy boy haber yaptık. "İlçemizde yetkililer bayramda olumsuz durumlar yaşanmaması için gerekli önlemi aldılar". Çünkü bize böyle bildirildi. Ancak bayramda yine ekmek sıkıntısı çekildi. Belli başlı fırınlar nöbetçi olarak çalışmasına rağmen vatandaşlar ekmek bulmakta zorlandılar. Fırınlarda bulunmayan ekmekler bakkal ve marketlerde zaten yoktu.
Peki bu konularda önlemler alındı da yeterli şekilde denetlemeler yapıldı mı, meseleye neden anında çözüm bulunmadı vatandaşlar onu merak ediyor. Yetkililer cevap verirse biz de sizlere aktarabileceğiz.
..... ...... ......
Bazı vatandaşlar zaman zaman bizlere şikayetlerini dile getirmektedirler. Bizler de bunları irdeledikten sonra gazetemizde gerektiği şekilde yayınlayıp ilgililere ulaştırma görevimizi yerine getirmekteyiz. Bunları yetkilerin dikkate almasının sadece bir iki kişiye değil tüm ilçeye yararı olacağını düşünüyoruz. Bu konuda gelen şikayetlerden birisi de ilçemiz cadde ve sokaklarda ve ana yol kenarlarındaki cam kırıkları. Özellikle araç lastiklerine, çocukların bisikletlerine zarar veren cam kırıkları gözle görülmese de önemli zararlara yol açıyor. Bu konularda bazı zamanlarda gerekli temizliklerin yapıldığını biliyoruz. Ama bu temizlik yetersiz midir, dikkatli mi yapılmıyordur bilemiyoruz yol kenarlarında cam kırıkları araç lastiklerine fazlasıyla zarar veriyor. Bu zarar her ne kadar bireysel olarak şahıslara gibi görünse de milli bir kayıptır. Bu işe bulunabilecek en etkili çözüm yol kenarlarındaki camları sık sık toplayıp temizlemektir.
İnsanlar sokaklara gelişi güzel çöp atmamalı. İçtikleri su şişelerini, soda şişelerini, peçeteleri, çerez ambalajlarını boşaldığında önüne gelen yerlere bırakmamalı. Çok yakınında mutlaka ve mutlaka bulunan çöplere atmalı, insanlara, doğaya ve her şeyden önce kendisine saygısı olmalıdır.
Aslen cam şişe ve bazı cam malzemelerin araçlardan atıldığı düşünülürken bazen de kendini bilmez densizlerin zevk için bunları özellikle kırarak yol kenarlarına attıkları da görülmektedir. Memlekette ne yazık ki bu gibi titizlikler herkes tarafından aynı şekilde gösterilmiyor. Oysa araçlardan yol kenarlarını hiç bir şart ve ortamlarda bir şeyler atmamayı öğrenmemiz gerekmektedir.
Yani "eğitim şart!"... EĞİTİM ŞART!...