Düğün dernek dönemi, daha doğrusu israf mevsimi yine başlıyor. Her zaman olduğu gibi ele güne mahçup olmamak için, yeme içmeden kısmış denilmemek için bol keseden düğün yemekleri yaptıracağız. Kimileri yiyecek, kimileri de tabaklara dokunmadan masada öylece kalkıp gidecek. Neden İSRAF EDİYORUZ, neden sürekli israf ediyoruz?...
İsraf kelimesini elbette çoğumuz biliriz. Bilmeyenler için de kısaca açıklaması şudur ; “gereksiz harcama, gereksiz tüketim, savurganlık, tutumsuzluk”...
Bizlere değer verdiğini göstermek için bir dünya borca giren, sıkıntılar çeken düğün-cemiyet sahibinin ikramlarını hoyratça kullanmak israf mıdır? Elbette israftır ve israfların da en büyüğüdür. Çünkü yemek, yani yiyecek, gıda maddelerine ulaşmak bir hayli çaba ve maddiyat istiyor.
Hele hele tavuğun 100 liralara ulaşan fiyatı, (ki düğünlerde tavuğun kemiksiz göğüs kısmı tercih ediliyor, o da 170-190 liralara kadar çıktı) düğün yapacak insan için başlı başına yüksek bir meblağdır. Onun yanısıra sebzesi, meyvesi, yağı, salçası yanına yaklaşılacak gibi olmamış.
Yöremizde normal bir düğün için sadece 200 kilo kemiksiz incik ya da göğüs eti isteniyor. Tam takım düğün yemeğinin maliyetini siz hesap edin. Adam zaten düğün yapacak, bir dünya harcama yapacak. İllaki bir darbe de bizler mi vurmalıyız.
Yani sözün özü, şu düğünlerdeki dökülen yemek israfını ne yapacağımızın cevabını bulmalıyız. Yemeği az yapsalar laf oluyor, yetersiz gelse laf oluyor. Hatta malzemesi çok iyi olmayınca bile laf oluyor. Karşımızdaki insan bunlara hedef olmamak için en kaliteli malzemeyi en iyi şekilde yaptırmaya çabalıyor. Ama biz hala israf etmekten vazgeçmiyoruz.
Haydi bu düğün mevsimi için ortaklaşa bir sistem bulalım da şu israfa bir son verelim lütfen!...
İSRAF HİÇ BİTMİYOR Kİ!...
Evet, israf bitmiyor bir türlü. Evde, işte, sokakta, insanoğlunun yaşadığı her yerde israf yapıyoruz. Yani ihtiyacımızdan fazlasını tıkınmaya çalışıyoruz, satın alıyoruz. İhtiyacımızın üzerinde ev eşyası, cep telefonu, kıyafet alıyoruz. Son zamanlarda da ihtiyacımız olmayan şeyleri fiyatı yükselecek diye alıp stokluyoruz. Bu iş nereye kadar gidecek?
Bunları yazarken birdenbire Diyanette 16 milyonluk çok lüks bir aracın daha satın alınması haberleri ortaya çıkıyor. Ben şahsen ilk duyduğumda “YALANDIR” dedim. Ama ortalık çalkalanmaya devam etti.
Nihayetinde geçen hafta biz gazeteci “sayın yetkili” ye sordu. Dedi ki; “Bir yanda tasarruf tedbirleri varken sizin araçlarınız çok konuşuldu, ne söyleyeceksiniz?” sorusuna hiçbir cevap vermedi. Sonrasında da; “Efendim araçlarla ilgili bir cevap vermeyecek misiniz?” sorusuna da gülümsedi.
Sık sık bütçe eleştirisiyle gündeme gelen, cami inşaatları için yurttaştan bağış toplayan Diyanet İşleri Başkanlığı yerli ve milli TOGG’u sadece şehir içinde kullandığını, şehir dışına giderken de kiralanan lüks araçları tercih ettiği belirtiliyor. Yeni alındığı belirtilen 16 milyonluk lüks araç için gülüp geçiyor, cevap vermiyor ancak kameraların önüne çıkınca “İSRAF YAPMAYINIZ” diyor.
Derede akan suyun israf edilmemesinden bahseden bir peygamberden, israfın kıralını yapan, sorulara bile cevap vermeyen ancak “sakın israf etmeyin” demekten çekinmeyen bir zihniyete!...