Memlekette yavaş yavaş "arabası, evi olan yandı" dönemine girmek üzereyiz. Yani eski zamanlardaki gibi üç-beş araban olsa bile iki yılda bir "vize" dediğimiz fenni muayene için pek bir masrafın olmazdı. Sigorta fiyatları uygundu, benzin-mazot ucuzdu. Yanlış hatırlamıyorsam MTV dediğimiz araç vergisi yoktu ya da yok denecek kadar az idi. Diğer taraftan eski dönemlerde çok kış vardı ama kış lastiği de, zorunlu kış lastiği uygulaması da yoktu. Şimdi ise her ne hikmetse kış lastiği mecburiyeti var ama KIŞ YOK!... Yani vatandaş varlarla yoklar arasında cebelleşiyor. Bu cebelleşme ilk araç muayenelerinin o malum özel şirkete verilmesiyle başladı. Aracı olan herkes bu zorunluluğa bir tek cıvata sıkmadan afaki ücretler ödeyerek boyun eğdi. Çoğu dönemlerde insanlar isyan etti, şikayet etti, rest çekti ama yetkililerin kulakları tıkalı, gözleri kapalı. Ne hikmettir ki milletin “sesimizi duyursun, dertlerimizi, sıkıntılarımızı Ankara'ya anlatsın” diye gönderdikleri vatandaşın vekillerinden de tık yok!... İnsanlar bunlarla uğraşırken kırık dökük bir aracı olan garibime MTV darbesi vurdu. Her yıl yüksek oranlarda artan bu "Motorlu Taşıtlar Vergisi" adındaki vergi uygulaması çeşitli sebeplerle artırıldı. Yine çeşitli mücbir (!) sebepler gösterilerek 2 katına çıkarıldı. "EK" adı altında 2 defa alındı. İnsanların bir kısmı ödemedi, çoğu ise ödeyemedi. Ama onlara da hızlı bir çözüm bulundu. "Gönder abim ödeme emrini, isterse ödemesin bakalım". Herkese kuzu kuzu ödettiler. Bunlarla bitti mi, bitmedi. Daha dün şahit oldum. Vatandaşın varı yoğu olan, eli ayağı olan eski bir arabası var. Bu yukarıda saydıklarımı dediğim gibi; "kuzu kuzu" ödüyor. Ancak 1 yıllık yapılan ve 365 günde doluveren ve yine ZORUNLU olan "trafik sigortası" mevzusu gündeme geliyor. Evyallah!!! Aracın varsa yaptıracaksın tabii. Ama belirttiğim gibi eski püskü bir araba. Bana 100 bin liraya verse almam ama arabaya 7 bin lira trafik sigorta bedeli çıkmış. İnanın şaşırdım kaldım. Böyle şey olur mu yahuuu! Üç kuruşluk arabaya iki kuruş trafik sigortası! Bir kuruşta MTV ve muayene, geriye ne kaldı. Adam elini çenesine dayayıp düşündü kaldı. Düşünmemek elde mi ki? Diyorum ki kendi kendime, NEDEN BÖYLE! Yahu adam; “gece yarısı hastam olur, acil ihtiyacım olur, ara sıra köye ana babayı ziyarete giderim, kırk yılda bir de iki tavuk alabilirsem pikniğe gidebilirsem çoluğu çocuğu sevindiririm” diye bir araba almış onu da burnundan getiriyorsunuz. Pes vallahi!... İnsanları bu kadar kıskaca almanızın amacı nedir ki!.. Diyeceksiniz ki; o arabaya sahip olacaksan bu ceremeleri çekeceksin. Vallahi yanlış! Sen 100 bin liralık arabayla 5 milyonluk arabanın muayene fiyatını aynı yap, MTV'sini, sigortasını çok az farklı yap, olacak gibi değil. Nerede hak, nerede adalet! Bir vatandaş geçenlerde motorunu muayeneye götürmüş. Ben de oradayım, sordum, “ne kadar muayene ücreti”. Dedi ki “928 lira verdim”. “Peki motorun değeri ne kadar”, “250 bin lira civarında” dedi. Yarım saat kadar sonra bir vatandaş küçücük bir motorsikletle geldi. Yaklaştım yanına, “muayene mi yaptıracaksın” dedim. “Evet”, dedi. “Ne kadar para ödedin”, “1230 lira” dedi. “Yok canım yanlışın var” dedim. “Yok abi, normal muayene ücreti 928 lira imiş ancak ben uzun süredir yaptırmamıştım, üzeri gecikme zammı” dedi. “Peki bu motorun değeri nedir” dedim. “Abi ben bununla işe gidip geliyorum. Geçen ay satayım da birazcık iyisini alayım dedim, 17 bin lira verdiler. Üste param olmadığı için de muayenesini yaptırmaya mecbur kaldım” dedi. Şaşırdım vallahi!... Şaşırmamak elde mi, adamın motoru var 17 bin lira etmiyor 928 lira "Tûhturk" denilen şirkete muayene parası ödüyor. İşin en garip tarafı da adam 1 milyonluk gösteriş abidesi canavar motoruna da 928 liraya fenni muayene yaptırıyor. Şimdi durduk yere 10-20-50 filo aracı olanlar aklıma geldi. Hatta Ankara’nın 600 dairesi olan bir belediye başkan adayı vardı, onların falan emlak vergilerini düşündükçe acıdım vallahi!... Allahını seven, “hak” diyen, “adalet” diyen beri gelsin. Bu isyanları duymayan yetkililer de nereye giderse gitsin!.