Demokrasinin olmazsa olmazı SEÇİMLER’dir. Kimi zaman 4 yılda bir kimi zaman 5 yılda bir ve ara sıra da erken zamanlarda seçimler yapılır. Vatandaş kendine verilen bu kutsal hakkını tercihini yaparak oyunu kullanır. Çoğunluğun oyunu veya yeterli oyu alarak seçilen kişiler verilen süre döneminde yönetimde olurlar. Milletvekili veya başkan olarak ya da meclis üyesi ya da muhtar olarak görevlerini yaparlar. Şimdi de 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için hummalı bir çalışma dönemi başladı. İlk etapta adayların müracaatı alındı ve şimdi de onlar arasından en uygunu seçilecek. Bu seçim süreci ve aday tespitleri her parti kendi yöntemleriyle belirliyor. Kimi ön seçim, kimi temayül, kimi anket veya kimileri de genel başkanın tercihleri ile yapılıyor. Kısa süre zarfında adaylar belirlenip alanlara çıkacaklar. Benim kişisel tercihim adayların üye bazında yapılacak bir seçimle tespitidir.. Hatta o yöre halkının geneli ile yapılacak bir seçim bana göre daha muteberdir. Elbette yöntem en doğru adayı bulmak adına olanıdır. Yoksa temayül, anket veya farklı seçim yöntemlerinde mutlaka bir hata olabilir. Takip ettiğim bir çok temayül yoklamalarında genelde başkanların tercihi ön plana çıkmış; yoklama sonuçlarında beğenilmeyen adaylarla yer değiştirilmiş ve demokrasi olarak yapılan söylemler Demokles olmuştu. Bir zamanlar ilçe yönetiminde bulunan arkadaşlara şöyle bir öneri yapmıştım. Başkan olmasını istediğiniz kişinin bütün özelliklerini bir yazın ve bir resim ortaya çıksın. Kişinin gelmişi geçmişi, eğitimi, becerisi, kabiliyeti, düşünceleri yani eni boyu belli olsun. Müracaat eden kişiyi o kalıba yerleştirin, şartlar uyuyorsa “tamam” deyin, uymuyorsa nazikçe adaylığını kabul etmeyin dedim. Tabiidir ki bunu en yetkili ve en etkili bir gurup yapsın. Kimsenin kaşına gözüne değil; özüne sözüne baksın. Akraba, arkadaş, yakınlık asla söz konusu olmasın. İşte o zaman ortaya konulan adayın seçilme şansı elbette daha yüksek olur. Çünkü o aday çoğunluğun görmek istediği bir adaydır… Partiler Ankara’dan adayları belirliyorlar.. Eeee.. “siz bunu seçeceksiniz”. Biz noter miyiz. Gidip koşa koşa oy vereceksiniz diyenler bile oldu. Sonuç ne oldu.. HÜSRAN!.. 31 Mart’a gidilirken eğri oturup doğru düşünmek gerek. Adayları kılı kırk yarıp en uygununu bulmak gerek. Partilerin dayatmalarından çok kişinin özelliklerine bakmak gerek. Yaptıklarını irdelemek gerek. Görev yapmışların geçmişteki icraatlarına, kazandırdıklarına, göreve talip olanların CV’lerine enine boyuna bakmak gerek.. Sonra vitrini projelerle şekillendirip halkın önüne koymak gerek. Seçimler önemlidir. Ve seçimler hileye, hurdaya, entrikalara müracaat edilmeden doğru, dürüst ve gerçek seçmenler ile yapılırsa muteberdir. Her seçim sonrasında ortaya atılan şaibeler insanın midesini bulandırıyor. Şaibe yoksa bile artık o seçim çok konuşulur ve sabıkalı duruma düşüyor. İlçemizde başkanlık seçimleri çok renkli ve bir çoğu da az farkla kazanılmış seçimler olarak tarihteki yerlerini almıştır. Taşıma seçmenlerin çok olduğu seçimler görülmüştür. Bazı seçimler de ilçe öğretmenlerinin köylerde görev verilmesi ile çok konuşulmuştur. Kendilerine oy vermeyeceğini tahmin ettikleri öğretmenlerin köylere sandık başkanı olarak gönderildiği dönemlere de şahit olunmuştur. Ama şimdilerde bu ve buna benzer olayların yaşanmayacağını umuyor ve seçimlerin hassasiyetle ve büyük özverilerle sağlıklı yapılacağı inancını taşıdığımı belirtmek istiyorum. İlçemiz küçük, şirin bir ilçedir. Kimin nerede oturduğu az çok bellidir. İnsanlarımız çevresine baktığında veya partiler seçmen kütüklerini güncellediğinde az çok fikir sahibi olmaktadırlar. Bunlara özenle bakıp harici seçmenleri liste dışında bırakmalıdırlar. Buna ilişkin bir anımı sizlerle paylaşmalıyım. Bir köyde çalışmaktayız. Seçim zamanı kütükler muhtara gönderilmiş ve denetim yapılması istenmiş. Muhtarımız da okula gelip ihtiyar heyeti ve bizlerle bu çalışmayı yapmaya başladık. Listede ismi okunan heyetçe tanınıyorsa “tamam” diyoruz. Sona doğru bir isim söylendi. Herkes birbirine bakıştı.. Tanıyan yok, bilen yok! Oradan bir heyet üyesi… “Hatırladım, bir zamanlar göçebeler vardı. Sanırım onun adıdır” dedi. Ve listeden kaydını sildik. On beş gün sonra listeler askıya çıktı. Hayırdır hiç okula gelmeyen köy imamı okulumuza geliverdi. Hınçla bize; “Beni niye sildiniz” deyiverdi.. “Dur bakalım imam efendi.. Kim silmiş.. Niye silinmiş, biz seni niye silelim” dedik. Adını söyledi… “Eyvah” dedim. O göçebe diye sildiğimiz kişi sensin haaa!.. “Vay benim güzel imamım.. Sen bu köyde kaç yıldır görevdesin. Senin adını muhtar bile bilmiyor. Eyvah ki ne eyvah” dedim.. Herkes “hoca aşağı, hoca yukarı” diye söylenmiş durmuş. Adını, soyadını bilen yok… Sen şimdi ilçeye git ve adını yeniden yazdır dedik… Değerli seçmenler!.. Kütükler asılınca gidin mutlaka kontrol edin. Ve sadece kendiniz değil etrafınıza da bakın. Bilinmedikleri, yazılmayanları, ya da yanlış yazılanları ilgili makamlara bildirin. Ki seçimler adaletli, hakkaniyetli ve gerçek olsun.. Adaylara başarılar dilerim.. Hayırlı olsun..