Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

HAFTA BAŞI

Hareketli ve yoğun gündemli bir haftayı tamam-layıp yeni bir haftaya daha başladık. Ülkemizde sosyal, siyasal ve çevresel olaylar bu gündemi teşkil etti. Haftanın en önemli iki olayından birisi Suriye’deki kargaşa ve hareketlilik.  Esat’ın devrilmesiyle Suriye’ye barış ve huzuru getirdiklerini iddia eden yeni rejimin ne yaptığını da sanırım kimse bilmiyor. Bu ülkede en büyük sorun olarak gösterilen Esat gitti, tamam, şimdi her şey düzelecek derken demokrat mı, cumhuriyetçi mi, İslamcı mı olduğunu benim şahsen çözmeyi başaramadığım iktidar sahipleri acaba etnik bir ayrıştırma girişiminde mi bulunuyor. Zira geçen haftanın haberlerinde ve özellikle bizimkilerin gizlemeye çalıştığı haberlerde bine yakın Alevi insanın yakın mesafelerden açılan ateşlerle yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Tabii ki bizim Şam’da temsilcimiz olmadığı için bunu teyit edemiyoruz. Suriye’de her ne oluyorsa, ne yapılmak isteniyorsa çok da tasvip edilecek işler değil bunlar. Madem ki yeni rejim barışı, huzuru, kardeşliği getirecekti bunu bir an önce yapmalıdır. . . * * * Haftanın diğer önemli olayında ise Ekrem İmamoğlu’nun çalışmaları dikkat çekiyor. İmamoğlu İzmir’den başlayan gezilerine yurdun her bir tarafına yaptığı ziyaretlerle, salon mitingleriyle hızlı bir giriş yaptı. Burada benim merak ettiğim konu, seçim süreci başladı mı? Ekrem İmamoğlu geziyor, çalışıyor, toplantılar yapıyor ama partisinde henüz bir ön seçim yapılmamış, henüz cumhurbaşkanı adayı olmamış, henüz seçim tarihi belirlenmemiş. İlgimi çekti. Bir taraftan diploma savaşlarıyla, çeşitli sorgulama ve yargılamalarla önü kesilmeye çalışan İmamoğlu, bir tarafta “gümbür gümbür geliyor!” nidalarıyla onu umut gören CHP’liler. Bizim bilmediğimiz bir şey mi var yoksa “erken kalkan yol alır” sözünde anlatılan süreç mi başladı.   * * *   Bu arada İstanbul’da neler oluyor diye merak ediyorum. Kadıköy Belediye Meclisinde yaşanan gerginlikte meclis üyesi, Ahmet Kurtuluş, yaşanan tartışma sebebiyle soluğu mahkemede aldı. karşı partiden birinin dışarıya çıkarılması istemesi suç mu acaba diye merak ettim. Evet, kişinin davranışı doğru değil ancak her konuşan gözaltına alınacaksa bunu baştan söyleyin bari. Ayrıca da bu kişi iktidar tarafından birisi olsa böyle bir girişimdi bulunulur muydu? Baskı ve gözdağı ile bir yerleri idare etmek ne kadar doğrudur. Merak işte!...   * * * İstanbul büyük şehir, hareketlilik de oldukça fazla. Bu hareketliliğe ünlü yemek yorumcusu Vedat Milör’de katıldı. Aslında yaşanan olay tam trajikomik bir olay. Vedat bey İstanbul’da hizmet veren Kent Lokantalarına gitmiş. Burada vatandaşa düşük fiyata verilen yemekleri inceleyip mesleği yönündeki yorumlarını yapmış. Ertesi gün, “Vay efendim sen nasıl Kent Lokantası’nın reklamını yaparsın”... Rekabet Kurulu bir belediye hizmeti veren belediyenin kuruluşu olan yerin reklamını yaptığı gerekçesiyle soruşturma açılmış. Yetkililer soruşturma falan yok, sadece görüşlerini alacağız dese de aslında durum skandal bir boyutta sanki.. Ne diyelim, sabah ola, hayrola!...   * * *   Şimdi günün sorusu geliyor! Türkiye’de FAKİR YOK MU?.. Önceki gün teravhi namazında vaaz veren hoca efendi fitre, zekat verme konusunda “Türkiye’de FAKİR YOK!” dedi. Zenginliği bir arabası, bir evi haricinde beş, altı arabası olan olarak değerlendirirken, bir arabası, bir evi olan orta tabaka, arabası ve evi olmayanı ise fakir olarak nitelendirildi.  Siz ne dersiniz? Ülkemizde fakir YOK MU?...
Ekleme Tarihi: 11 Mart 2025 - Salı

HAFTA BAŞI

Hareketli ve yoğun gündemli bir haftayı tamam-layıp yeni bir haftaya daha başladık. Ülkemizde sosyal, siyasal ve çevresel olaylar bu gündemi teşkil etti. Haftanın en önemli iki olayından birisi Suriye’deki kargaşa ve hareketlilik. 
Esat’ın devrilmesiyle Suriye’ye barış ve huzuru getirdiklerini iddia eden yeni rejimin ne yaptığını da sanırım kimse bilmiyor.
Bu ülkede en büyük sorun olarak gösterilen Esat gitti, tamam, şimdi her şey düzelecek derken demokrat mı, cumhuriyetçi mi, İslamcı mı olduğunu benim şahsen çözmeyi başaramadığım iktidar sahipleri acaba etnik bir ayrıştırma girişiminde mi bulunuyor. Zira geçen haftanın haberlerinde ve özellikle bizimkilerin gizlemeye çalıştığı haberlerde bine yakın Alevi insanın yakın mesafelerden açılan ateşlerle yaşamını yitirdiği belirtiliyor.
Tabii ki bizim Şam’da temsilcimiz olmadığı için bunu teyit edemiyoruz.
Suriye’de her ne oluyorsa, ne yapılmak isteniyorsa çok da tasvip edilecek işler değil bunlar. Madem ki yeni rejim barışı, huzuru, kardeşliği getirecekti bunu bir an önce yapmalıdır.
.
.
* * *
Haftanın diğer önemli olayında ise Ekrem İmamoğlu’nun çalışmaları dikkat çekiyor. İmamoğlu İzmir’den başlayan gezilerine yurdun her bir tarafına yaptığı ziyaretlerle, salon mitingleriyle hızlı bir giriş yaptı. Burada benim merak ettiğim konu, seçim süreci başladı mı? Ekrem İmamoğlu geziyor, çalışıyor, toplantılar yapıyor ama partisinde henüz bir ön seçim yapılmamış, henüz cumhurbaşkanı adayı olmamış, henüz seçim tarihi belirlenmemiş. İlgimi çekti. Bir taraftan diploma savaşlarıyla, çeşitli sorgulama ve yargılamalarla önü kesilmeye çalışan İmamoğlu, bir tarafta “gümbür gümbür geliyor!” nidalarıyla onu umut gören CHP’liler. Bizim bilmediğimiz bir şey mi var yoksa “erken kalkan yol alır” sözünde anlatılan süreç mi başladı.
 
* * *
 
Bu arada İstanbul’da neler oluyor diye merak ediyorum. Kadıköy Belediye Meclisinde yaşanan gerginlikte meclis üyesi, Ahmet Kurtuluş, yaşanan tartışma sebebiyle soluğu mahkemede aldı. karşı partiden birinin dışarıya çıkarılması istemesi suç mu acaba diye merak ettim. Evet, kişinin davranışı doğru değil ancak her konuşan gözaltına alınacaksa bunu baştan söyleyin bari. Ayrıca da bu kişi iktidar tarafından birisi olsa böyle bir girişimdi bulunulur muydu? Baskı ve gözdağı ile bir yerleri idare etmek ne kadar doğrudur.
Merak işte!...
 
* * *
İstanbul büyük şehir, hareketlilik de oldukça fazla. Bu hareketliliğe ünlü yemek yorumcusu Vedat Milör’de katıldı.
Aslında yaşanan olay tam trajikomik bir olay. Vedat bey İstanbul’da hizmet veren Kent Lokantalarına gitmiş. Burada vatandaşa düşük fiyata verilen yemekleri inceleyip mesleği yönündeki yorumlarını yapmış.
Ertesi gün, “Vay efendim sen nasıl Kent Lokantası’nın reklamını yaparsın”... Rekabet Kurulu bir belediye hizmeti veren belediyenin kuruluşu olan yerin reklamını yaptığı gerekçesiyle soruşturma açılmış. Yetkililer soruşturma falan yok, sadece görüşlerini alacağız dese de aslında durum skandal bir boyutta sanki..
Ne diyelim, sabah ola, hayrola!...
 
* * *
 
Şimdi günün sorusu geliyor!
Türkiye’de FAKİR YOK MU?..
Önceki gün teravhi namazında vaaz veren hoca efendi fitre, zekat verme konusunda “Türkiye’de FAKİR YOK!” dedi. Zenginliği bir arabası, bir evi haricinde beş, altı arabası olan olarak değerlendirirken, bir arabası, bir evi olan orta tabaka, arabası ve evi olmayanı ise fakir olarak nitelendirildi. 
Siz ne dersiniz?
Ülkemizde fakir YOK MU?...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.