EMEKLİLERDEN DÜŞÜK ZAM TEPKİSİ
Türkiye Emekliler Sendikası emekli maaşlarının yetersiz olduğunu belirterek ülke çapında basın açıklaması yaptı. 2021 Tüm Emekliler Sendikası Banaz Temsilcisi Alaettin Olgun, “Sahte TÜİK Enflasyonuna Göre Değil, Gerçek Piyasa Enflasyonuna Göre Sadaka Değil, İnsan Onuruna Yaraşır Maaş İstiyoruz” diyerek vatandaşlara seslendi.
Geçtiğimiz cumartesi günü saat 12.00'de ilçemiz pazar yeri önünde yapılan basın açıklamasına sendikanın yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Sendika tarafından yapılan basın açıklamasının özeti şu şekilde : BASINA ve KAMUOYUNA Çok kıymetli emekli kardeşlerimiz ve değerli Banaz halkı! Biz emekli sendikası olarak tüm emeklilerimizin sorunlarını, taleplerini hükümete duyurmak, gasp edilen haklarımızı almak için buradayız. Emeklilerin maaş bağlanma oranı ile sosyal yaşam ve sağlık konularını içeren kanunun 2008 yılında mevcut hükümet tarafından iptal edilmesi bugünkü maaş rezaletine sebep olmuştur. Bizler; insan onuruna yaraşır maaş ve sosyal yaşam alanlarında sağlıklı olarak yaşamak istiyoruz. Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklilerinin maaş artışlarının belirleneceği günlerdeyiz. Yakıcı enflasyon koşullarında bile asgari ücrete ara zam yapmayacağını söyleyen ekonomi yönetiminin, emekliler için de iyi şeyler düşünmediğinin farkındayız. İktidar 26 Mayıs 2024 tarihinde Ankara'da gerçekleştirdiğimiz Büyük Emekli Mitinginde yaptığımız ciddi uyarıyı geçiştirmeye çalışıyor. Halâ bu yıl enflasyonu yüzde 38’e düşüreceklerini, az daha dişimizi sıkarsak bütün toplum olarak refaha ve feraha çıkacağımız masallarını anlatıyorlar bize. Yani çalışanlar asgari ücrete ara zam istemesin, emekliler ne verirsek razı olsun, kötü beslenmeye, çürük barınaklara ,işsizliğe pahalılığa, eğitimde sağlıkta özelleştirmeye evet desin ve yoksulluğu kader kabul etsin istiyorlar.İktidarın tam denetimindeki TÜİK'e göre ilk 5 aylık enflasyon yüzde 22.72 oldu. Yani SSK ve Bağ-kur emeklilerine Haziran ayı için tahmin ettikleri yüzde 2.56 enflasyon oranını ekleyerek, gerçek enflasyonun yarısını dahi bulmayan, altı ay için yüzde 25.86'lik sahte artış ile biz emeklileri tamamen nefes alamaz hale getirecekler. Emekli Sendikaları statü yasasını kasten çıkarmayarak, emekli sendikamızı yargı sopasıyla baskı altına alarak iktidara geldikleri 2002 yılında 185 TL olan asgari ücrete karşılık, 276 TL olan en düşük emekli maaşını bugün 17.000 TL olan asgari ücretin neredeyse yarısına 10.000 TL ye düşürdü. İktidar derhal geçmiş yıllardaki kayıplarımızı da göz önüne alıp en düşük kök maaşı 2002 ve öncesinde olduğu gibi asgari ücretin yüzde 50 üstüne çıkardıktan sonra emekli maaşlarına bağımsız kuruluşların açıkladıkları gerçek enflasyon rakamı üzerinden zam yapmalıdır. Biz emekliler varlığı da biliriz, yokluğu da biliriz, toplumca yapılacak fedakârlıklardan kaçınmayız. Ama iktidarın dolar milyarderine dost, emekliye, emekçiye düşman politikalarına da pabuç bırakmayız, hakkımızı almak için bütün demokratik yol ve yöntemleri kullanmaktan geri kalmayacağız. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde emekliler, düşürüldükleri derin yoksulluğun sorumlusu AKP'yi azınlık partisi yaptı. Peki AKP bu uyarıdan ders aldı mı? Ne yazık ki hayır, söylemleri ve uyguladıkları gölge IMF programı gösteriyor ki, Mehmet Şimşek'in tanımıyla biz yerel halkı daha da yoksullaştıracaklar, açlıkla imtihan edecekler. Temel gereksinimlerimizi karşılamak için kullandığımız kredi kartlarına bile tefeci faizi uyguladılar. Önümüzde seçimsiz geçecek altın gibi dört yıl var diyerek uluslararası tefecilere güvence veriyorlar, taksitleriniz için endişelenmeyin diyorlar. Çoktan iflas etmiş neoliberal kapitalizmin buyruklarından çıkmayan iktidar ve ekonomi yönetimi akıl tutulması içinde. Hâlâ borç-faiz ekonomisiyle düze çıkacağımız masalını anlatıyorlar bize. Zihinlerinde dolar milyarderlerine ve milyonerlerine servet vergisi getirmek yok. İthalata bağımlılığı azaltmak, döviz soygununa dur demek, devlet öncülüğünde tarım ve sanayi işletmeleri kurarak istihdam yaratmak, dışa bağımlı hâle getirdikleri tarımı desteklemek, iflasa sürükledikleri esnafa, KOBİ'ye destek yok. Varsa yoksa emeklinin/emekçinin üç kuruşuna göz dikmek var. Emekçileri sefalete razı edebilmek için açıkladıkları Kamuda Tasarruf Tedbirleri de yalana dayalı göz boyamaktan ibaret. Dövizi ve enflasyonu aynı anda yükselttikleri kendi eserleri bu soygun düzeninde, aylıklar kiraya yetmiyor. Milyonlarca kiracı emekli, bırakın konut sahibi olabilmeyi, kirasını ödeyemiyor, sokağa atılma tehlikesi yaşıyor. Huzurevlerinde yer bulanlar kendisini şanslı sayıyor. Emekliler bu durumdayken Mehmet Şimşek, iktidar mensuplarının şatafatına, sarayların har vurup harman savurmasına, çoklu maaşlara, geçiş garantili köprülere, müşteri garantili hastanelere değil, emekçinin lojmanına gözünü dikiyor. ''Yeni lojman ve sosyal tesis alımı, yapımı ve kiralanmasını süresiz olarak kaldırıyoruz. Mevcut sosyal tesisleri ekonomiye kazandıracağız. Lojman kiralarını ve sosyal tesis ücretlerini rayiç bedelleri dikkate alarak gözden geçireceğiz." diyor. Aynı özelleştirmeci kafa, aynı aymazlık, aynı soğukkanlı duygusuzluk,aynı kibir; serbest piyasanın görünmez eli diyerek, yurttaşını sosyal ölüme sürükleme, altta kalanın canı çıksın bakışı. Anayasamız, 1. ve 2. maddelerinde, Türkiye Devletinin bir Cumhuriyet olduğunu, demokratik laik ve sosyal bir hukuk Devleti niteliklerini taşıdığını yazar. Demokratik laik ve sosyal bir hukuk Devleti, yurttaşlarının tamamını insan onuruna uygun koşullarda yaşatmakla yükümlüdür. AKP, 22 yıllık iktidarında konut sorununda halkçı kamucu bir çözüm geliştirmedi. TOKİ asıl görevi olan, depreme ve afete dayanıklı kentsel dönüşümü tamamlamak; düşük gelirli yurttaşlara ferah, ulaşılabilir, uygun ödemeli konutlar yapmak olduğu hâlde, daha çok üst gelir grubuna yönelik lüks konutlar üretti. Bu politika eleştirildiğinde, biz lüks konut yapıp satarak kazandığımız parayı yoksullara konut yapmak için harcıyoruz, diyorlardı. Oysa ki gerçek böyle değildi. TOKİ kamu gücüyle sahip olduğu çok değerli hazine arazilerini, arsaları özel şirketlere kuşkulu ihaleler yoluyla devrediyor, lüks konutlar büyük paralarla alınıp satılıyor. Kamudan şirketlere devasa servet transferleri yapılıyordu.TOKİ, hem depreme afete dayanıklı kentsel dönüşümde, hem de yoksullara konut edindirmede sınıfta kaldı, görevini yapmadı. Bugün işsizlerin, gençlerin, asgari ücretle geçinenlerin, emeklilerin bırakın konut sahibi olabilmesini, kiralık ev bulamadıklarını, maaşlarının kiraya bile yetmediğini yaşayarak görüyoruz. Yakın zamana kadar, bizim ülkemizde ABD’de olduğu gibi binlerce evsiz, sokakta yaşayan büyük kitleler yok diye övünürdük. Şimdi tam da bu tehlikeyle karşı karşıyayız. Bizler emekliyiz, tecrübeliyiz, çalışmada, üretmede, mücadele etmede deneyim sahibiyiz. Sorumluluğumuz sadece kendimizle sınırlı değil; çocuklarımıza, torunlarımıza, doğaya, çevreye, kurda kuşa da borcumuz var.Asıl olarak merkezi iktidarın görevi olan konut sorununu çözmeyi yerel iktidarlar eliyle çözmek için gereken büyük dayanışmaya katılmaya hazırız.Bu konuda uygulanabilir halkçı kamucu projelerimizi birlikte yaşama geçirebiliriz.IMF-Nato politikalarına, serbest piyasacı vurgunculuğa hayır diyoruz, laik demokratik sosyal hukuk cumhuriyetinin gereklerini sağlamak için üstümüze düşeni yapmaya devam edeceğimizi emekçi halkımıza gururla duyuruyoruz.Orta vadeli programla halka kemer sıktıran, emekliyi yoksunluğa mahkum eden; kaynaklarımızın rantiyeye, tefeciye,döviz milyarderlerine aktarılmasına hayır diyoruz. Vergide ve gelirde adalet diyenler olarak: “Herkesin karnı tok, sırtı pek, başı dik olsun, çocuklarımız ve torunlarımızla birlikte onurumuzla insanca yaşayalım'' dileğimizi gerçekleştirmek için, emekli bilgeliği ve onuruyla mücadeleye devam edeceğimizi duyuruyoruz. Taleplerimiz: 1. Aylık bağlama oranı yeniden yüzde 70'e çıkarılsın. Güncelleme kat sayısında milli gelir artışından pay verilsin. En düşük emekli kök maaşı, en düşük memur maaşına eşitlensin.2. Emekli aylıkları emekli sendikaları statü yasası çıkana kadar bağımsız kurumlarca açıklanan gerçek enflasyon oranına göre otomatik olarak güncellensin. Emekli, dul ve yetimlere Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda dört kez asgari ücret düzeyinde ikramiye ödensin. 3. Tüm emekli, dul ve yetimlerin kök maaşları 2002 öncesi gibi asgari ücretin %50 üstüne çıkarılıp, bunun üzerine zam uygulansın. 4. TBMM'de emekli sendikaları statü yasasının çıkarılsın. Toplu sözleşme yapma hakkımız anayasal güvence altına alınsın. 5. SGK ve İŞKUR yönetimlerine emekliler ve çalışanlar etkin bir şekilde katılsın. Fonlarda söz ve karar hakkı emekçilerindir.6. İntibak Yasası acilen çıkarılarak, 2000 öncesi ve 2000 sonrası emekliler arasındaki maaş eşitsizliği giderilsin. 7. 10 Banka, 6 sigorta şirketiyle, TOBB ve ona bağlı odaların çalışanlarının olduğu 17 emekli sandığına bağlı yaklaşık 300 Bin emeklinin yaşadıkları mağduriyetler yasalar ile giderilsin.8. Emekli maaşlarından kesilen muayene, ilaç vs. tüm sağlık kesintilerine son verilsin.. 9. Şehir içi tüm toplu taşıma araçlarından emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı sağlansın.10. Temel gıda maddeleri ile elektrik, su ve doğal gaz faturaları üzerinden alınan KDV kaldırılsın.11. Hastanelerdeki Geriatri (yaşlılık) bölümleri açılsın. Var olanlar takviye edilsin. Emekli ve yaşlı vatandaşlar için devlete ait huzurevi sayısı artırılarak, evde bakım hizmetleri yaygınlaştırılsın. 12.Emekli aylıklarının yatırıldığı kamu ve özel bankalarda, promosyonlar günün koşullarına göre değerlendirilsin, her yıl aylık artışına göre güncellensin. 13. Çalışanlar, artık geçmiş yıllarda olduğu gibi emekli tazminatıyla bir daire satın alamıyor. Konut sahibi olamayan emeklilere, TOKİ tarafından ucuz konut sağlansın. Emekliler konut sahibi olana kadar barınma yardımı yapılsın.14. Sosyal devletin gereği olarak dul ve yetim maaşı en düşük emekli aylığından az olmasın.15. Çalışan emeklilerden sosyal güvenlik destekleme primi adı altında yüzde 32'lik kesinti kaldırılsın.16. Kökten çözülmeyen EYT sorununda, eksik çıkarılan yasa ile 5000 gün prim ve kısmi emeklilik hakları masada bırakılan EYT’lilerin mağduriyetleri giderilsin; Bağ-Kur kapsamı altında, tescil, prim eşitleme ve ihya sorunu çözülsün; Staj ve çıraklık başlangıcı, emeklilik sigortası başlangıcı sayılsın; 8 Eylül 1999 sonrası çalışma hayatına girenlerin sorunlarını çözmek üzere SGK sistemi kökten bir reformla yeniden düzenlensin. 29.06.2024 KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA, YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ!!MERKEZ YÜRÜTME KURULU