Yaşamın temel gereksinimlerinden saydığımız oksijen gibi, su gibi bir olmazsa olmazımız daha var: beslenme. Peki, nasıl besleniyoruz? Beslenmemize ne kadar dikkat ediyoruz? Neleri doğru, neleri yanlış yapıyoruz? Bu yazı dizisinde sizleri en merak edilen noktalarda bilgilendirmeye çalışacağım.
İlk olarak beslenme nedir sorusuyla başlayalım. Beslenme, vücuttaki metabolik işlevlerin devamlılığı için gerekli besin öğelerinin alınmasıdır. Vücudun ihtiyacı olan enerji ve besin öğelerinin her birinin yeterli miktarda alınması ve vücutta uygun bir şekilde kullanılması yeterli ve dengeli beslenmedir.
Çoğu insan besinlerin besleyici değerleri, sağlığa uygun besinlerin neler olduğu ve hangi miktarlarda tüketileceği ile ilgili maalesef yeterli bilgiye sahip değil. Bunun yanında sosyal medyadaki bilgi kirliğine de maruz kalıyoruz. Yaşam tarzımızı kulaktan dolma bilgilere göre şekillendirince de doğru olduğuna inandığımız yanlışlar yapıyoruz. Beslenmemizdeki yetersiz ve dengesiz besin öğesi dağılımı ise bazı hastalıklara doğrudan, bazılarına ise dolaylı davetiye çıkarıyor. Şeker, kalp hastalıkları, tansiyon, sindirim sistemi hastalıkları, karaciğer ve böbrek hastalıkları ve hatta kanser bunlardan en yaygın karşılaştıklarımız. Fakat çağımızın rahatsızlığı dediğimiz bir tanesi var ki önüne geçemez olduk: obezite…
Obezite, vücutta yağ depolanması ile ortaya çıkan, fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olabilen enerji metabolizması bozukluğudur. Erişkinlerden çocuklara kadar, artık her yaş grubunda sıklıkla görülen obezitenin tedavisinde 3 temel esas bulunmaktadır: beslenme, düzenli egzersiz ve davranış tedavisi. Diyet tedavisinde çok düşük kalorili ve şok diyetler uygulanması metabolizmanın hızını bozmakla birlikte diğer sağlık problemlerine davetiye çıkarmaktadır. Verilmesi gereken kalori uzman yardımıyla hesaplanmalı, bireye özgü bir beslenme listesi uygulanmalıdır. Egzersizin amacı yağ kütlesini azaltıp kas kütlesini arttırarak süreci hızlandırmaktır. Vücut ağırlığının denetimi için yeterli ve dengeli beslenmenin, fiziksel aktivite ile desteklenmesi başlıca kuraldır. Davranış tedavisi ise yapılan beslenme ve egzersiz uygulamasının yaşam tarzı olarak benimsenip, sağlıklı bir hayat için istikrarlı olmanın önemini kavramakta yardımcı olmaktadır.
Peki, obez bireylerin beslenme davranışlarındaki hataları nelerdir? Aslında çocukluk çağından itibaren benimsenen yeme alışkanlıkları, tüketilen besinlerin çeşitleri ve beslenme düzeni erişkinliğin temelini oluşturuyor. Eğer şeker, tuz ve beyaz unu bırakmıyor; sebze yemeklerinden, baklagillerden uzaklaşıyor ve tabiki yeterli hareket etmiyorsanız, obeziteye davetiye çıkarıyorsunuz demektir. Yaşam tarzlarımızdaki hataların getirisi olarak her geçen gün daha fazla kalori alıp, daha az hareket ediyoruz. Bunlara ek uyku düzenimizdeki bozukluklar veya yetersiz uyku süresi obezite riskini 2 kat arttırıyor çünkü uyku düzenindeki bozukluk, iştah metabolizmasında etkili olan hormonları olumsuz etkiliyor.
Tüm bu durumları göz önünde bulundurduğumuzda şu sonuca varıyoruz: çok önemsemediğimiz yanlışlarımız birçok sağlık sorunumuzun temelini oluşturuyor. Fakat şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Beslenmenize dikkat ettiğiniz takdirde yavaşlatabileceğimiz, hatta önleyebileceğimiz rahatsızlıklar, yaşam kalitemizi önemsememek için bahane değil. O halde, neyi bekliyoruz?
M. Gülem SARIOĞLU
Beslenme ve Diyet Uzmanı